HAYRETTİN TAYLAN
Elaziz Depremi
on beş saniyeydi, ama tüm zamanlardan uzundu
dünyayı unutturan, ecel ile korkunun tek nefeslik anıydı
zelzelenin rahmindeydi yaşamak ve ölmenin doğuşu
sonrası kader ile kedere sarılı iç içe hikayeydi
ana fay hattındaydı el’azizler
el’aziz, aziz insanlar atlasının renkliliğiydi
el’aziz, bin yıllık geçmişin aynasıydı
el’aziz, inancın, bayrağın, kardeşliğin yüce haritasıydı
el’aziz, azizler yurduydu
yirmi elli beşte soğuğu da üşüten anın özetindeydi
azizler ve azizeler can telaşındaydı
sonrası, bendim, sendin, ülkemdi, herkesti
sonrası, ölüme beş kala itikadının sesi, örtüsünü isteyen ananın sesiydi
sonrası, ağlayarak geliyorum diyen askerin titreyen sesiydi
sonrası, ağlamayı ağlatan iç içe hikâyeler fırat’ıydı
fırat, bu sefer acıklı tozlarla akıyor
fırat, bu sefer soğuk türküler gibi çağıldıyordu
derinden içi burkan seslerin güncesindeydi sabır
felaketler aynasında kendimize dönmenin azizlik dersindeydik
fay kırığının kırdığı kalpleri naran güzel kalplerin azmindeydik
can kırığını saran güzel insanların el’aziz hatıralarındaydık
bizdik, bir’dik, elif’in yeni alfabesiydik kardeşlik beldemizde
bizdik ,fırat’ın aziz sularında canımızla ,kanımızla, yaralarımızla bizdik
bizdik, biraz kürt, biraz zaza, biraz türk,
ümmettik, insandık, insanlığın aynasıydı gerisi hikayeydi