EYYÜP AY
Endülüs'e Ağıt
Bulutlanmış yüzümde hüznün arap atları geziniyordu
Terkilerinde Endülüs üryan bir cariye
Akdeniz’e doğru dörtnala koşuyordu
Allı-Morlu kafeslerin içinde mağripli kadınlar ağlıyordu
Alınlarının ortasından kıpkızıl-haç kan damlıyordu
Bense bir Osmanlı Padişahıyım atım rahvan
Küffar diyarında cirit atıyordum
Sarayımda Hürremler, Kösemler
Haçlı atalarının matemini tutuyordu
Kulağıma uzaktan bir ninni çalınıyordu
Kurtuba'dan ağıtlar, feryatlar yükseliyordu
Sultan Abu Abdel “Ağlayın, su yükselsin! Belki kurtulur gemi.
Anne, seccaden gelsin; Bize dua et, emi!” diye inliyordu
Rahlemdeki menkıbelerde Tarık bin Ziyad
Mahzun bakışları üstümde geziniyordu
"Kalk firar eyle şu bitap tenden ey biçare ey ben
Irak ellerde ör aşkını bahar ol, bihaber sevgiliden, meyden"
Dizeleri dilimden dökülüyordu