İSMAİL OKUTAN
Ey Varlığımın Çiçeği
Onların gözüne bata bata yaşadım
Ve kör bir zulme baka baka yürüdüm
Öfke dolu yürürken kör bir kuyuya düştüm
Hiç künhüne varamadım hayatın
Ben ki hiç aşina olamadım mutluluğa
Benim payıma düşen keder, hep keder
Yanmak hep yanmak, çılgın çağın yangınında
Kırlangıçların kalbindeki hüzün benim ey kader
Kelebeklerin kalbindeki özgürlük de benim ey kader
Hiç ayrılmadım, kim beni sorsa oradaydım
Bin bir dert ile sana adanmıştım
Ey varlığımın çiçeği
Kelebeğin kalbi çarpsa ben duyardım
Hala duyumsarım seni
Çiçeğin tozu dokunur yüzüme
Ahın dokunur kalbime
Ben ki
Senden özge dertler tanımadım
Aradım buldum kendimi
Burası her yanı sırlanmış bir ada
Duvarları kederlerle kaplı bir oda
Baktım, kederlere bata bata yaşadım
Hiç künhüne varamadın hayatın
Hiç aşina olamadım mutluluğa
Hayatımın suyu sensin, deniz değil, mercan değil
Canımın içi sensin, gül değil, gülcan değil
Hicrimin ensar’ı sensin çöl değil, kervan değil
Fikrimin esrarı sensin yol değil, devran değil
Yırtık bir elbise dolaştım hep yeryüzünde
Üzerime giydirilmiş yalnızlık ile
Nasıl koştum bahara doğru
Fakat hep düştüm kış mevsimine
Hep yolum çıktı isyanlara
Önümü kapattı hep duvarlar
Ah şimdi ise
Kıvamı koyu bir kıyam ile süslenmiş baharların peşindeyim