ÖMER ERDOĞAN
Ezberi Bozulmuş Şiir
Yüzük parmağını kaldırıp söz veriyor insan!
(İnançlı bir sözcük gösteriyor dişleri arasından diye)
(İnançlı bir sözcük gösteriyor dişleri arasından diye)
İnsanın, üstüne atılmış ölüm
saçlarından döküyor yıldızlarını.
Alnından göğsüne yapışkan terlerini dudağında emerken
kürek kemiğiyle çekiyor Deniz’in suyunu.
Kısmetini çözüyor sonra, münafık günlüklerini
itina ile koruduğu yaban çileğine dadanınca balarısı
yüzyıllık vitrinlerde sakladığı yaralı kuşu sızlıyor insanın.
Kuşatıyor lekeli dokunuşlarıyla, polenleriyle
Arnavut kaldırımlarından göçüp gelmiş ayak izleriyle.
saçlarından döküyor yıldızlarını.
Alnından göğsüne yapışkan terlerini dudağında emerken
kürek kemiğiyle çekiyor Deniz’in suyunu.
Kısmetini çözüyor sonra, münafık günlüklerini
itina ile koruduğu yaban çileğine dadanınca balarısı
yüzyıllık vitrinlerde sakladığı yaralı kuşu sızlıyor insanın.
Kuşatıyor lekeli dokunuşlarıyla, polenleriyle
Arnavut kaldırımlarından göçüp gelmiş ayak izleriyle.
Anamı özlüyorum böyle olunca!
İnsanı deli ediyor yattığım uykularım.
Özürlü yüreğimi de karıştırıyorum, gittiğim yollarımı da.
Söz verdiğimiz gibi görüyorum kendimi:
bıçaklanmış terler içinde ıslak, ağlamaklı manolya!
İnsanı deli ediyor yattığım uykularım.
Özürlü yüreğimi de karıştırıyorum, gittiğim yollarımı da.
Söz verdiğimiz gibi görüyorum kendimi:
bıçaklanmış terler içinde ıslak, ağlamaklı manolya!
-Kürklü, mantolu Manolya!
Önce yüzükoyun güneşe kapanır insan
Sonra bakraç dolusu suyun serinliğine…
Sonrası yok ezberi bozulmuş her şiirin.
Verdiğim bütün sözleri geri alacağım Manolya!
Kürkü, mantoyu… Çocuk desenli aynayı da!
Adını değiştireceğim; Çiçeğim! Balım! Bebeğim!
Kurgulayıp unuttuğum tüm şarkılarımı da.
Aşınmış sözcüklerimle şehvetli yüreğimi kutsarken
bu ağıt yankısını kıyıya vuracak. Ateşe düşmüş avuçlarımda
kanser yanığı manolya çiçeğimi Tur Dağı’na ekeceğim!
Nasıl olsa bir gün geri verecek burmalı kadehler
vurmalı türkülerle kırık saz resitallerimi.
Kürkü, mantoyu… Çocuk desenli aynayı da!
Adını değiştireceğim; Çiçeğim! Balım! Bebeğim!
Kurgulayıp unuttuğum tüm şarkılarımı da.
Aşınmış sözcüklerimle şehvetli yüreğimi kutsarken
bu ağıt yankısını kıyıya vuracak. Ateşe düşmüş avuçlarımda
kanser yanığı manolya çiçeğimi Tur Dağı’na ekeceğim!
Nasıl olsa bir gün geri verecek burmalı kadehler
vurmalı türkülerle kırık saz resitallerimi.
Yüzük parmağını kaldırıp söz veriyor insan!
(Aynı nefesi birlikte alarak heba edilmiş dün kendini ele verecek diye)
(Aynı nefesi birlikte alarak heba edilmiş dün kendini ele verecek diye)