Gaia Art Project’in
Resim Sergisi
Galeri Soyut’ta
“Doğanın İzleri” adlı Gaia Art Project’in resim sergisi 20 Eylül – 9 Ekim 2019 tarihleri arasında Galeri Soyut’ta.
Gaia Art Project’in Resim Sergisi, sanatçılar Hüseyin Rüstemoğlu, Müge Ceyhan, Melike Uçku ve Seda Dinçay’ın eserlerinden oluşuyor.
“Doğa, insanoğlunun evrende kendini bulduğu andan itibaren gelişimine devam eden, kendini sürekli olarak yenileyen ve değiştiren bir güç, canlıların en geniş yaşam alanıdır. Yaşadığımız yerkürenin oluşumu milyonlarca yılı içine alan bir evrim sürecinin sonucudur. Evrende bulduğumuz doğa en kıymetlimiz en vazgeçilemez bir güç olarak, nefes aldığımız her an varlığını hissettiğimiz bir özgürlük alanıdır.
Paul Ehrlich ‘’Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz’’ der. Doğanın bu büyük gizemi, yaşam alanımız olan bu güç, kendi döngüsü içerisinde varlığını sürdürmeye devam ederken, bir yandan içerisinde yer alan canlılar tarafında da korunmayı gerektirmektedir.
Bizi özgürleştiren, ruhumuza iyi gelen doğa, yıllarca sanatçıların ilham kaynağı olmuş ve olmaya devam etmektedir. İzlenimci süreç ile başlayan serüven günümüz sanatçıları ile de devam etmektedir.
Bu sergi projesi, çıkış noktaları ‘’doğa’’ üzerine kurgulu olan Gaia Art Sanatçı İnisiyatifi’nin, çalışmalarında görülen, doğadan etkilerinin, temsil ve temsilin reddi şeklinde, gerek resim gerek mix media ve gerekse fotoğraf ile anlatıldığı bir dil üzerine kurgulanmıştır.
Bu sergi projesinde sanatçılar, doğa üzerinden oluşturdukları özgün çalışmaları ile, kimi zaman doğanın etkilerini çocukluklarında yaşadıkları sosyal çevreye bağlayarak, bir nevi sosyolojik bir gözlem yaparlarken, kimi zaman ise içinde bulunduğumuz evrenin gizemine dikkat çekerek, doğanın önemine vurgu yapmaktadırlar.”
Gaia Art Project’in
Resim Sergisi
“Doğanın İzleri” Hakkında…
“Doğanın rehber olmadığı bir keşif yolculuğu aslında bu. Ormanlarda geçen bir çocukluk, doğanın kucağından sıyrılıp şehirle büyüyen bir gençlik hikâyesi… Sanatçı, makineleşen insanoğlu dünyasından ve zorunlu koparıldığımız doğadan “insanoğlu ve doğa” birlikteliğini resimlerine yansıtıyor. Resimlerinde doğa kaybolmuş, yerini siyahın karanlığına ve derinliğine bırakmış. Doğadan korunmaya çalışan insanoğluna… Bursa doğumlu mixmedia sanatçısı Hüseyin Rüstemoğlu, çalışmalarının ve doğaya yaptığı keşiflerin sonucunda böyle bir projeye hayat vermek istemiş.
Gaia Art Project için ”Doğanın izleri” ismini verdikleri son projelerinde insan bedeni ve çıplaklığını doğayla buluşturan Rüstemoğlu; hem doğayı hem de insanoğlunun doğa üzerindeki yerini/rolünü sorguluyor. Sanatçı, bedenlerin özünde doğayı da yeniden keşfe çıkıyor.
“Belki çocukluğumla olan bağlantıdandır, yaptığım bu iş içimdeki macera aşkını büyük bir hazla tetikledi” diyor Rüstemoğlu. Aslında doğaya yeniden dönüşümüzü, doğanın insan bedeni içindeki serüvenini bizlere sunuyor. Yaptığı kompozisyonlarla doğal hayatı insan formuna karşı, insan bedenini de doğa yaşamına bir kontrast olarak kullanmış.
Doğal haliyle ele alınan insan bedenleriyle yalnızlığı ve sosyal aidiyetsizliği anlatan Hüseyin Rüstemoğlu, fotoğrafları temel alarak inşa ettiği çalışmalarında, kâğıt, boya ve dijital baskı gibi malzemelerden yararlanıyor. Çok disiplinli yaklaşımıyla fotoğrafın köklerine derinden bağlı yeni bir estetik meydana getiriyor. Sanatçı, sosyal değişimlerin hızla yaşandığı günümüzde, ötekileştirilen hayatlara tanıklık etmeye ve bunları ifşa etmeye odaklanıyor. Kompozisyonlarındaki figürler, etraflarındaki dünyaya ne herhangi bir güç uygulayabiliyor ne de ondan kaçabiliyorlar. Biçimsel anlamda, mesafeli görünseler de seçilen fotoğraflardaki özne ve nesneler, psikolojik bir yoğunluk taşıyor.” – Hüseyin Rüstemoğlu
‘’Doğa, bedenimiz dışında ruh ve bilinçaltımızı da besler. Bazen direkt kimi zaman da dolaylı olarak…
Gördüğümüz her biçim, renk ve doku bilinçaltımızda ve ruhumuzda bir takım hislere dokunarak şekillenir.
Eserlerimde renk ve formlarımı tuvallere sığdırdığım alanlar tüm bu duyguları izleyerek, takip ederek, doğadan çaldığım her bir his parçasıyla mekânlara dönüştü. Fiziksel ve ruhsal olarak kaçış ve nefes alma kıtaları oluşturduğum soyut işlerimde izleyiciye de bir takım organik hayaller sunmak istedim.
Ve bu istek;
Soyut dünyayı hissedip içselleştirerek, renkler aracılığıyla ruh dünyamız ve hayal gücümüzü özgürleştirerek zenginleştirdiğimiz anlara yaptığımız küçük bir yolculuğa dönüştü.’’ – Müge Ceyhan
‘’Sanat, doğanın ve duyguların, yaşanmışlıkların, yaşananların yansıması olarak hayatımızda varlığını sürdürürken; sanatçı, hayatın tam içinden tam da dışından bakan biri olarak, üretimlerinde kaçınmasız doğadan etkiler taşır. Doğa devasa varlığını sürdürmeye çalışırken, onun etkileri ve izleri düşsel dünyamıza yansıyarak, ruhumuzda beslenen huzurun, keyfin hissiyatı olarak şekillenir.
Eserlerimin çıkış noktası olan doğa, tüm bu hissiyat doğrultusunda şekillendi. Doğanın renklerini, varoluşsal süreci işlediğim soyut kompozisyonlarımda bıraktığım beyaz alanlar/boşluklarla doğanın gizemi, doğanın bir parçası olan canlıların varoluşsal döngüde cevabını bulamadıkları sorulara ve aynı zamanda bu beyaz alanlarla doğayı saf ve temiz bırakmaya bir gönderme niteliği taşımaktadır.‘’– Melike Uçku
“İnsan bencilce, her zaman kendisini diğer canlılardan daha üstün, ulvi, daha farklı görme eğilimindedir. Bu benmerkezci yaklaşım, insanın kendi varlığının farkına varmasının ancak kendisi dışındaki diğer varlıkları algılamasına bağlı olmasından kaynaklı ontolojik sebeplerin yanı sıra, inanç sistemlerinin, kültürlerin etkisiyle de kuvvetlenmiştir. İnsanlık faydacı bir bencillikle doğaya antroposentrik bir yaklaşım geliştirmiştir. Pre-historik dönemlerden günümüze değin insan evrimine paralel olarak kültürümüz de daha antroposentrik bir anlayışla everilmiştir. Ve nihayetinde insanın doğayla olan etkileşimi, insanın kendisini yok etmesine sebep olacak derecede kopmuştur. Seda Dinçay çalışmalarında insanoğlunun doğaya olan yabancılaşmasına karşı tepkisini detay çekimlerle soyutlanmış doğa fotoğraflarını galeri mekanlarında izleyiciye sunarak ortaya koyar ve izleyicinin içgüdüsel estetik algılarını fotoğraflarıyla uyandırmak ister.” – Seda Dinçay
Gaia Art Project’in Resim Sergisi Sanatçıları
Hüseyin Rüstemoğlu
1981’de Bursa’da doğdu. 2006 yılında Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. 2012 yılında Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’nda Yüksek lisansını tamamladı. 10 tanesi kişisel olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışında 100’den fazla sergiye ve Bienale katıldı. Halen çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdürmektedir. Sanatçının çalışmalarından bazıları Luciano Benetton Fondation’ın da aralarında bulunduğu çeşitli özel koleksiyonlarda yer almaktadır. “Modern Resim Sanatında Çıplaklık ve Erotizm Olgusu” adında 2012 yılında yayımlanmış bir tezi bulunmaktadır.
Kişisel Sergiler:
2018 ‘’Büyüklere Masallar’’ art212 – İstanbul.
2015 “Bu Gece Eve Yalnız Dönmek İstemiyorum”, Maumauartworks – İstanbul.
2014 “Neden Her Gittiğin Yerde Bir Parçanı Bırakıyorsun ?” Galeri Artist Çukurcuma – İstanbul.
2012 “His Room” Galeri Espas – İstanbul.
2012 “Büyütmeyen Masallar” Galeri Artist Çukurcuma – İstanbul.
2010 “Uyutmayan Ninniler” Galeri Binyıl, -İstanbul.
Müge Ceyhan
1984 yılında İstanbul’da doğdu. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde 2007 yılında lisans ve 2010 yılında yüksek lisans eğitimini onur derecesi ile tamamladı. Soyut kompozisyonlarında edebiyattan yoğun olarak esinlendi ve mekân kavramına özgün bir yaklaşım getirdi. Müge Ceyhan, sanatını şu sözlerle ifade ediyor:
‘’Eserlerimde kurguladığım boşluk ve dolulukların oluşturduğu kentler, kasabalar, sokaklar, geceler ve gündüzler biraz da sinestezik bir içgüdüyle oluşan dünyaları temsil ediyor. Kimi zaman kullandığım renklerin kontrastlığı duygu iniş çıkışlarını, eserlerimde çoğunlukla yer alan elemanların ise bilinç altımızdaki mekanları temsil ettiğini söyleyebilirim.’’
Kişisel Sergiler:
2019 Synesthetic Moments, Art Nou Mil Lenni Galeri – İspanya
2015 ‘’Galata’mın İstanbul’u’’ Çubuklu 29 – İstanbul & Viyana
2013 ‘’Boşluk’’ Galeri Artist Çukurcuma – İstanbul
2011 ‘’Siyah Aydınlık’’ Galeri Espas – İstanbul
2009 ‘’O An’’ Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi – İstanbul
Melike Uçku
İstanbul’da doğdu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde lisans derecesini tamamladı. Sonra Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde 2011 yılında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Mayıs 2018 ‘de Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Plastik Sanatlar Bölümü, Resim Ana Sanat Dalı’nda sanatta yeterlik/doktora derecesini almaya hak kazandı. Sanatçı, soyut kompozisyonlarında zaman, an, evren ve varoluştan yoğun olarak etkilenmektedir.
Kişisel Sergiler:
2018 ‘’Time’’ Kişisel Sergi, Portekiz – Lizbon.
2017 ‘’Paradoks’’ Gama Galeri, Kişisel sergi, Beyoğlu – İstanbul.
2011 ‘’Doku’’ V Sanat Galerisi, Kişisel Sergi, Nişantaşı – İstanbul.
Seda Dinçay
İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Avrupa Topluluğu, Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Ardından, sanat eğitimine Anadolu Üniversitesi Fotoğrafcılık ve Kameramanlık Bölümü’nde başladı ve onur derecesi ile mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi’nde Plastik Sanatlar programında “Fotoğrafik Soyutlama ve Resimle İlişkisi” konulu tez çalışmasıyla, yüksek onur derecesi alarak tamamladı.
Sanatçının resim, seramik, fotoğraf çalışmaları ve bilimsel makaleleri çeşitli ulusal ve uluslararası sempozyum ve sergilerde yer aldı.
Fotoğraf Film ve Gezi Derneği’nde 2014-2018 yılları arası yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüttü.
Halen Anadolu Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde lisans ve Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde, Sanatta Yeterlik (Doktora) eğitimini “Estetik Deneyim Yargılarının Evrimsel Temelleri” konulu tez çalışması ile devam ettirmektedir. Sanat çalışmalarını İstanbul’daki özel atölyesinde sürdürmektedir.