MUSTAFA KELOĞLU
Gece Örter
Gece her kalbi örter
kapatır tunç kapılarını kelimelerin
yaşlı mütercim
ki şerhsiz cümleler dokunmuştur
duvarı yamalı köhne odalarda
aşk bilenmiştir
zırh diye kuşanmıştır kitaplar
dibacesini dilsiz sevdaların
Bilirim
bilge çınarlar arasına saklanmıştır
şehrin ak güvercinleri
son defa terennüm edilse
o nihavent şarkı
okunsa ilk ezan
dökülüverecek yedi kat gökten
bin çift kanat
/kanatlarda saklı beyaz haberler/
Dilimde dua beklerim
gece her şehri örter
örtünür martıları kara bir örtüyle
yorgun denizlerin
dilsiz nehirler gibi akar düşler
tiktaksız uykularıma
/boğulur uykularım/
boğulurum
/medet ya şeyhim/
Kırılgan bir dokunuşla rüzgârlanır fesleğenler
usulca akar ölü odalarına
ben sabrı bilirim
/ki sabır durgun bir sudur/
hayalimi yansıtır sardunyalara
kazınır siluetim sırsız aynalara
bilinirim
Tarakla tanış olmamış seyrek saçlarımda
bir tutam cinnetin ayak sesleri
ne kadar çok şey borçluyum oysa
göğe kanat seren esenlik kuşlarına
Gece her şiiri örter
silinir şah mısrası şairlerin
susar şarkılar
şiir susar
şehrin ajanslarında gidenlerin haberleri;
"güzel adamlar güzel atlara binip gittiler. Ne binip gidecek güzel atlarımız kaldı, ne de o atlara binip gidecek güzel insanlarımız. Öksüzlüğümüz an be an artıyor bu şehirde"
şehir susar