Asanatlar "şiirden sinemaya" 
NECATİ SARICA
Gel Artık Seni Akşama Bırakayım
Bozuk bir plağın teraneler ettiği
bildiğim şeyleri unutmak için
vaktin çok geçtiği
bana neler ettiği
dedemin köstekli saatini rehin edip bir zaman
gel seni akşama bırakayım
iki intihar arası çay demleyip beklediğim
dedemin bakkalından leblebi tozu ve çürümüş tarçın kokularıyla
ve bizim neye inandığımızın önemi yoktu
kendi hikâyemize inanmaktan başka
çürümüş tarçın kokuları arasında baygınlık beklediğim içimden
Işığı sönünce dedemin
gaz lambasını söndürmüş gibi duruyordu
hayat doğrudan üstümüze sepilirken
iki kiraz arası salıncak uykularında
gaz yağları ve kokusu sinmişti içimize
bisküvilerin üzerinde çocuk zehirleri
kuzularımı kesilirken gördüğümüz alnımızda kanımızın lekesi
gelsen de ne olur
gelmesen de ne olur
Kaldırım taşlarını yaslamıştım göğsüme göğsümü eziyordum
gel seni akşama bırakayım desem gelmediğini biliyordum
Benim ise gözlerim birisine benzerdi
bir bildiğim kemikten hiç ayrılmamış bir bıçağın
her akşamını kucaklayayım desem
bildim de ne oldu
bilmedim de ne oldu
Bu rüyalar gerçekti ikimizin de evi yıkılmıştı
ve sen bunlar ne anlama geliyordu biliyor musun
bir yarım balkon altında kaç yalancı kedin var ki şimdi
hatıralar
sokaklar
tek başımayım şimdi
Aynı kaptan iki yemek pişirmek yoksullara göre değildi
dedemin bakkal dükkânından konuşmak bu vakitlerde
çocuklar vardı çürümüş tarçın kokuları
kiraz ağaçlarından başka neye inandığımızın ne önemi vardı
portakal çiçeklerinden başka neye yandığımızın ne önemi vardı
leblebi tozu kuraklığı dudaklarımızda hırçın bir ağlamak
bir dakikasına düşürdüm kuraklığımı
ağlamak istedim çok kalabalıktı
gülümsemek istedim çok yalnızlıktı
Bozuk bir plağın terennüm ettiği ikilem
vardı da ne oldu
ah bir bilsen bildiğimiz şeyleri unutmak olurdu
İki intihar arası bir otobüs durağında beklesem seni
iki demli çay tadında ağlarız diye belki
bir avuçlarımda dedemin bakkal dükkânından tarçın kokuları
bir baygınlık olurdu
dudaklarımda leblebi tozlarından bıraktığın kuraklığın
yol nereden geçeri bulamazı olduğum
vav ile yav arasında aşk ile kaldığım
gel artık seni akşama bırakayım
