ALPER GENCER
Gözlemci Vapuru
can ağabeyim bayram öz’e…
hayatta bazen böyle şeyler olur bayram abi
sevdiğin bazen bir türlü seni sevemez
güller saksılardan taşar bülbül girer radara
düştüğü uçurumun dibini
freni patlayınca anlar insan
ama anlamak çok çaresiz be bayram abi
çünkü kuyuların yusuflara dert olduğu yalandır
bazı ipler bazı diplerden salınır avuçlara
karanlığa dikilen örtü gibidir aşk
güneşini göstermeden taşır burçlara
bence insan sükut etmekten feci korkuyor bayram abi
korkuyor kelimelerin o ılık rüzgârlarından da
"sevemiyorsak bari konuşalım"
diye yorgun bir at koşturuyor ağzımızda
duvarların seçici geçirgen dünyasında
görmediği allah’a inanıyor göz
saptanmış kusurları deftere geçiriyor
siciller sivrice
sivilceli kalemlerde söz
yârlar bir yana da yaralar yalan söylüyor be bayram abi
keşke onların bağırdığı doldursaydı bardağı
biz şarabı sakisinden tanıyoruz ya
adresi tutturamayan -ne yapsın!-
küfrediyor hemen navigasyona
ayıplar uydularda aysız
günahlar öylesine dünyasız
sözde okuması var ama kitapsız
işte bunlar
bütün bunlar şişelerini kırmış bir imansızın ârları
önce çöle atından düşen masum yuhalandı
unutuldu sonra güzelin yüzündeki tükürük
sahi
ateşe üflemek çoğaltıyor muydu yârları?
benim bildiğim sevmek öyle akıl falan kaldırmaz
sevdin mi suçunu da üstleneceksin sevdiğinin
affetmek kibirli, yalnız kebir olana has
kaderse şu sureti hak olan insanda
olabildiğiyle müşahhas
varsın kınasın bizi gülsüz göğün bülbülü
bizi sevmeyen yâr dönsün varsın dermanına
bir iç deniz türküsüdür vapurumuzdaki naz
ve affın kıyısına vurmuyorsa gövdemiz
sevgimiz de öyle natamam ve az
Ekim 2017 / Devrim ve Çay