FİLİZ SOYDAŞ
Güneşin Yakamadığı Pervane | ÖYKÜ |
Ateş böceğine âşık olan bir pervanenin hikâyesidir bu…
Başının üzerinde dönüp duran pervaneye çıkıştı ateş böceği. “Senin yüreğine benim ışığım az gelir; var git sen güneş için kanat çırp.”
Pervane bir kere ateş böceğinin ışığına vurulmuş, vazgeçmeye hiç niyetli değildi. Yalvardı aşkına inandırmak için. “Benim gözüm güneşi görmez. Senin ışığına vuruldum ben.”
Ateş böceği inanmaz bir türlü bu sevdaya. Yüreği ikna olmak ister ancak hayal kırıklığı yaşayacağına dair inancı onu inat etmeye zorlar. Kendi kendine söylenir. “Besbelli pervane güneşi görmemiş, görse benim zayıf, titrek ışığıma vurulmasının imkânı yoktu.”
Günlerce gündüz uyuyup gece ateş böceğinin ışığında dönüp durdu pervane. Defalarca aynı soruyu sordu. “Senin için ne yaparsam aşkıma inanırsın?”
Ateş böceği, güneşi görünce vurulup ona kavuşmak için kanat çırpan bir pervanenin muradına erdiğini bilir, ancak bu uğurda yandığını bilmezdi. Düşündü taşındı aklına bu aşkı sınamak geldi. Ona göre pervane güneşe doğru gidip de onu gözü görmez ve yeniden kendisine dönerse bu demektir ki sevdası sahi.
Ateş böceği, giderse pervanenin yanacağını bilmiyordu bilmesine ama pervane bunu gayet iyi biliyordu. Yüreğinden taşan sevdaya başka türlü onu ikna edemeyeceğini anlayınca kabul etti. Pervane güneşe doğru kanat çırpmaya başlamadan önce dönüp ateş böceğine dedi ki “güneşe uçtum diye ona kendimi feda edeceğimi zannetme; beni yakacak olan güneş değil, senin sevdan.”
Ateş böceği bu sözlerden şunu çıkardı. Pervane güneşe gidecek, ona bağlanmayıp tekrar dönecek ve diyecek ki “güneşi görmesine gördü bu gözler ama ben yine de sana sevdalıyım. Senin ışığından başka ışık, güneş dahi olsa istemem.”
Ateş böceğinin düşündüğü gibi değildi, pervanenin o sözlerinden çıkacak netice. Pervane güneşe gidince yanacağını biliyordu ama onu yakan asıl od, ateş böceğinin narin ışığı olacaktı. Bunu demek istemişti ama aşkına inandırmak için açık edemedi de ancak ima etti.
Pervane güneşe doğru uçup gideli günler oldu, dönmedi geriye. Ateş böceği kendi kendine söylenip duruyordu. “Ben haklı çıktım, güneşi görmediği için beni sevdiğini zannetti. Güneşi görünce beni unuttu.”
O böyle söylenip dururken yanından geçen iki karıncanın sözleri kulaklarına mıh gibi çakıldı. “Pervanenin güneşe yaklaşıp yanarken avazı çıktığı kadar bağırdığını kuşlar duymuş.” dedi karıncalardan biri. Diğeri tamamladı lafı. “Sana sevdalandım zannetme güneş, beni sen yakmadın, ateş böceğine olan sevdam uğruna yandım.”
Karıncalardan bunları duyan ateş böceğinin gönlüne öyle bir ateş düştü ki ışığı bir anda sönüverdi. O günden sonra onu ne aydınlıkta ne de karanlıkta gören olmadı.