SELAHATTİN YILDIZ
Hatme Kokulu Anneler
“Bu yazıyı izlediğim kısa filmin etkisiyle yazdım. İki öksüz kardeşin birbiriyle konuşurken annelerini hatme çiçeğine benzetmeleri…”
Yüreğim kanıyor anne yüreğim kanıyor. Dudağım her anne dedikçe yarılıyor. Kalbim her anne dedikçe sıkışıp daralıyor. Uykularımdan senin sesinle uyanıyorum. Sesin dilinle ağıtlar yakıyorum sana…
Ağlamaya başladığımdan beri beni senden başka herkes susturmaya çalıştı. Ben hep senin sesini aradım susmak için. Anne… Anneee… Annnneeee… Ben susarken de hep ağlardım.
Saçımın senin elinle taranmasına dünyaları verirdim. Senin azarınla güler neşelenirim. Keşke benim de arada döven annem olsaydı, arkamdan terlik atan. Senden dayak yemek için bütün sevinçleri ödünç verirdim. Adımlarım ürkek anne. Gözlerim hep bir kaçamak. Üzerime yığılıp kalan merhamet yükünden o kadar yorgunum ki. Anne gel beni kurtar. Anne gel beni kurtar bu yoksunluktan.
Bugün okulda anne ile ilgili şiir yazmamı söyledi öğretmenim. Kokun nasıl anne. Gülüşün nasıl. Ben senin yerine hatme çiçeğini yazacağım. Çünkü annesi ölen çocukların bahçesinde hatme çiçeği bitermiş. Bizim bahçede de hatme çiçeği var. Hatme çiçeği benimle senin dudağınla konuşurmuş ama ben duymazmışım. Sahi sen benimle hatme çiçeğinin kokusuyla mı konuşuyorsun anne…
Hatmeler çok renkli anne. Sen beyaz mısın, mor musun. Biliyor musun mezarının üzerine de hatme çiçeği diktim. Her gelişimde sana ninniler söylüyorum beni duyuyor musun.
Yarın herkes annesiyle ilgili şiir yazacak. Ben hatme çiçeğine yazacağım. Anne, cennette anneler hatme gibi mi. Geldiğimde seni nasıl tanırım. Ben sensizliğe hiç alışamadım sen alışabildin mi anne…