İSMAİL GİRAY
Hayatı, Fikirleri ve Eserleriyle Cemil Meriç
Hayatı
Tam adı Hüseyin Cemil Meriç’tir. 12 Aralık 1916’da Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde doğmuş, 13 Haziran 1987’de İstanbul’da vefat etmiştir. Meriç, Türkiye’nin yetiştirdiği ender simalardan birisidir. Birçok otorite tarafından aydın, yazar, çevirmen ve düşünür olarak tanımlanmıştır (Şahin, 2006). Meriç, başta dil, tarih, edebiyat, felsefe ve sosyoloji olmak üzere sosyal bilimlerin birçok alanında araştırma yapmış ve yazılar kaleme almış bir düşün insanıdır. Telif ettiği 12 eseri ve tercümeleriyle Türk edebiyatında önemli bir yeri olduğu kabul edilmiştir (Fikir Seli, 2016). Hatta öyle ki Cemil Meriç’in eşi Fevziye Hanım, Necip Fazıl’ın Meriç’e hitaben: “Cemil, buzdağı gibisin. Tabanına varmak istiyorum, ulaşamıyorum” (Yerlikhan, 2004) dediğini aktarmıştır.
İlk Yılları ve Öğrenim Hayatı
Balkan Savaşları sırasında Dimetoka’dan göç eden bir ailenin çocuğu olarak 1916 yılında Hatay’ın Reyhaniye (Reyhanlı) ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası, Mahmut Niyazi Bey, annesi Zeynep Ziynet Hanım’dır (Meriç, 2001). Babası Mahmut Niyazi Bey, Antakya’da (merkezde) Ziraat Bankası Müdürlüğü ve mahkeme reisliği yapmıştır. Reyhanlı doğumlu Cemil Meriç, babasının memuriyeti nedeniyle 7 yaşına kadar Antakya’da yaşamıştır. Babasının memuriyetten ayrılması üzerine ailesi ile birlikte yeniden Reyhanlı’ya dönen Cemil Meriç, Reyhanlı Rüşdiyesi’nde ilkokulu bitirdikten sonra tekrar Antakya’ya gitmiş ve Fransız idaresinde bulunan şehrin Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi'nde okumuştur (İletişim, 2014). Bu okuldayken Meriç’in gözlerinin 6 derece miyop olduğu anlaşılmıştır (Hatay ARGE, 2016).
Yayınlanan İlk Yazı, Hayatını Değiştiren İnsanlarla İlk Tanışma
Meriç, bu yıllarda henüz ilk yazısı olan “Geç Kalmış Bir Muhasebe” isimli yazısını yerel Yenigün gazetesinde yayımlamıştır (MEB, 2013a). 12. sınıftayken, milliyetçi tutumu, yayımlanan bir yazısı ve bu yazıda bazı hocalarını eleştirmesi nedeniyle lise diplomasını alamadan okulu terk etmek zorunda kalmıştır (Rota Bursa, 2016). Meriç, bu olayın ardından Lise öğrenimine devam etmek üzere İstanbul’daki Pertevniyal Lisesi'ne kaydolmuş (EĞİTİM BİR SEN, 2016) ve burada hayatını değiştirecek Nazım Hikmet ve Kerim Sadi başta olmak üzere dönemin Solcu aydınlarıyla tanışmıştır (Armağan, 2004). Ancak Cemil Meriç, geçim sıkıntısı nedeniyle 1937’de Antakya’ya dönmek zorunda kalmıştır. Meriç, İskenderun’un Haymaseki köyünde dokuz ay kadar ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra aynı yıl İskenderun’da Tercüme Bürosu’na reis muavini olmuştur. Bunun yanında 1938’de Batı Ayrancı Köyü’nde ilkokul öğretmenliği, Türk Hava Kurumu’nda sekreterlik, belediyede kâtiplik gibi geçici işlerde de çalışmıştır (MEB, 2013b).
Aydın Olmanın Bedeli
Cemil Meriç, aydın olmanın bedelini daha o yıllarda ödemeye başlamıştır. 1939’un Nisan ayında Hatay hükümetini devirmek iddiasıyla üç yüz kadar kitabına ve dergi koleksiyonlarına el konularak tevkif edilmiştir. Meriç Antakya’ya götürülmüş ve idam talebiyle yargılanmıştır fakat 2 ay sonra beraat etmiştir (Yeni Fikir, 2016). Meriç beratinden sonra 1940 yılında İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’na burslu olarak kabul edilmiş ve iki yıl bu kurumda öğrenim görmüştür. Meriç, bu yıllarda İnsan, Yücel, Gün, Ayın Bibliyografyası gibi yayın organlarında yazılar yayımlamaya başlamıştır (Starfikir, 2016).
Elazığ, Mahmut Ali ve Ümit
Her iki gözündeki yüksek miyoptan ötürü askerlikten muaf tutulan Meriç, 1942’de Elazığ Lisesi’nde Fransızca öğretmenliğine atanmıştır. Elâzığ’a gitmeden az evvel ise öğretmen Fevziye Menteşeoğlu ile tanışıp evlenmiştir (MEB, 2013c). Cemil Meriç, öğretmen eşinin tayininin Elazığ’a çıkmaması ve bu şehirde iki çocuk kaybetmeleri ve eşinin ancak İstanbul’da sağlıklı doğum yapabileceğinin anlaşılması üzerine 1945’te Elazığ’daki öğretmenlik görevinden ayrılıp İstanbul’a gitmiştir (Edib, 2011). Meriç ailesi İstanbul’a geldikten sonra 1945’te oğulları Mahmut Ali, ertesi yıl ise kızları Ümit dünyaya gelmiştir (Hazar, 2009). İstanbul’a gelmesinin ardından 1946’da İstanbul Üniversitesi’nde Fransızca okutman olarak göreve başlayan Meriç, 1974’te emekli oluncaya kadar bu görevi sürdürmüş ve bir yıl kadar da Yirminci Asır dergisinde yazılar yayımlamıştır (MEB, 2016).
Gözlerini Tamamen Kaybetmesi ve Yazın Hayatında Derinleşmesi
Meriç, 1954 yılının bahar aylarında bir kaza sonucu gözlerini tamamen yitirince birkaç başarısız göz ameliyatının ardından 1955’te vapurla tek başına Marsilya’ya, oradan da Paris’e gitmiştir. 6 aylık tedavi başarılı sonuç vermeyince yurda dönmüştür (EĞİTİM BİR SEN, 2016). Cemil Meriç, görme yetisini tamamen yitirdiğinden dolayı bir süre bunalıma girmiştir ancak çevresindekilerin yardımıyla yeniden okuyup yazmaya çalışmış (Beykoz Kültür Sanat, 2014) ve yazarlık hayatının en üretken çağı başlamıştır. Meriç, çevresindekilere okuttuğu Fransızca ve İngilizce metinleri sözlü olarak çevirmiş ve yardımcılarına yazdırmıştır (A Haber, 2016). İlk çeviri kitabı Balzac’ın Altın Gözlü Kız romanını 1943’te yayımlamış, Victor Hugo’nun Hernani adlı piyesini de manzum olarak tercüme etmiştir (Dünya Bülteni, 2015).
Basılmamış olan bir Fransızca grameri hazırlamış, aralıklarla yirmi yıl sürdürdüğü günlüklere de 1963 yılında tekrar dönmüştür (Armağan, 2004). Her geçen gün ilmi derinlik kaydeden ve bir dünya edebiyatı yazma düşüncesiyle yola çıkan Meriç, İran edebiyatı ile işe başlamış daha sonra ise Hint edebiyatına yönelmiş ve ilk telif eseri Hint Edebiyatı’nı 1964’te yayımlamıştır (Deniz, 2004). Hint Edebiyatı’ndan sonra Batı düşüncesinin önemli bir yönünü aydınlatmayı amaçlayan Meriç, bu düşünceyle ilk sosyolog ve ilk sosyalist Saint Simon hakkında bir eser kaleme almış ancak basacak yayınevi bulmakta zorlanmıştır (MEB, 2013a). (Eser, 1967’de Can Yayınları tarafından basılmıştır.)
Daha sonra ise doğu medeniyetlerine karşı olan önyargıları yıkmayı amaçlayan ve 4 yıllık bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkan Bir Dünyanın Eşiğinde eseri basılmıştır (Hatay ARGE, 2016). 1965-1973 yılları arasında çeşitli dergilerde yazıları ve çevirileri yayımlan Meriç, Hisar dergisinde Fildişi Kuleden başlığı ile sürekli denemeler kaleme almıştır. Cemil Meriç, İstanbul Üniversitesi Fransızca okutmanlığından emekli olduktan sonra yılların birikimini kitaplaştırmaya girişmiş (Düzenli, 2016), “bana öyle geliyor ki, hayat denen mülâkata bu kitabı yazmak için geldim” dediği Bu Ülke eserini 1976’da yayımlamıştır. Ki Prof. Dr. Erol Güngör, bu eser hakkında;
“Aziz Cemil Meriç! 'Bu Ülke'yi ben yazmak isterdim. Yazamayacağımı biliyorum, ama hiç değilse bir ilim mensubu olarak, bir psikolog olarak şu satırları ben yazmış olsam kendimle övünürdüm: “Hangi ilmi hakikat bir kabile dinin naslarından daha sıcak daha doyurucu? İnanmayanların inanlara sataşmaları kıskançlıklarından. Müminlerin saadetini gölgeleyen tek ıztırap, inanmayanlara karşı duyulan merhamet olmalı” (Güngör, 2003) demiştir.
Meriç aynı yıl, medeniyet kavramını tartıştığı Umran’dan Uygarlığa adlı kitabı yayımlanmıştır (Hatay ARGE, 2016).
Ödülleri
Cemil Meriç 1974 yılında, Türkiye Milli Kültür Vakfı’ndan fikir dalında ödül almıştır (Milli Gazete, 2016). 1978-1984 yıllarında çoğu Kubbealtı Cemiyeti'nde olmak üzere konferanslar veren Meriç, 1980’de bir edebiyat tarihi ve düşünce tarihi niteliği taşıyan Kırk Ambar adlı eseri Türkiye Milli Kültür Vakfı Ödülü'ne layık görülmüştür (Basın İlan Kurumu, 2016). 1981’de Ankara Yazarlar Birliği tarafından “Yılın Yazarı” seçilmiş, 1981’de basılan yarı derleme, yarı telif eseri Bir Facianın Hikâyesi’nde yakın tarihin yeni bir muhasebesini yapmıştır (MEB, 2013b).
Son Yılları ve Ölümü
1983’te eşi Fevziye Hanım’ı kaybeden Meriç, aynı yıl Ağustos ayında beyin kanaması geçirmiş ve sol tarafına felç inmiştir (Çağla, 2016). Sağlığında basılan son eserleri Işık Doğudan Gelir (1984) ile Kültürden İrfana (1985) olmuştur (Yıldırım, 2012). 13 Haziran 1987’de hayatını kaybeden Meriç’in Cenazesi, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir (Ölüm Haberi, 2016).
Fikirleri
“Cemil Meriç, bugün pek çok konuda kaleme aldığı eleştirel kitap, makale, inceleme ve denemeleri ile tanınsa da onu asıl var eden entelektüel kişiliği ve farklılığıdır” (Gencer, 2012). “Murdar bir hâlden muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir” diyen Cemil Meriç, ideolojilerin basmakalıplarına karşı çıkmıştır (Munis, 2013). “Cemil Meriç’e göre, 1960’lı yılların sonunda siyasî hayatımızı istila eden Marksizm, komünizm, anarşizm gibi izm’ler doğrudan doğruya siyasi irfanımızın yokluğundan faydalanmıştır” (Bayraklı, 2013). “Hayatı boyunca her türlü kategorizasyonu reddeden ve düşünsel serüveni boyunca pek çok durakta konaklayan Meriç, bu yolculukta pek çok da konuya değinmiştir. Yazılarının konusunu Osmanlı‟dan Cumhuriyet‟e toplumsal hayat, Tanzimat Batılılaşması, Doğu–Batı, kültür, modernleşme gibi konular oluşturmuştur” (Gencer, 2012).
“Meriç, yakından incelediğinde görülecektir ki o, sadece içinde yaşadığı devirdeki Türk Toplumunu gözlemlemekle ve tenkit etmekle yetinmemiş aynı zamanda Hint alt kıtasındaki topluluklardan Batı toplumuna kadar pek çok sosyal oluşumun dinî hayatını değerlendirip yansıtmak istemiştir” (Fidan, 2009).
Hemen her sosyal bilim alanında kafa yormuş olan Meriç’in bazı önemli konulardaki düşünceleri şu şekildedir:
Batılılaşma
Cemil Meriç, okumaları ve birikimleri sonucu Doğu ve Batı medeniyetlerini mukayese etmiştir. Bu mukayeselerinde Batı medeniyetinin olumsuzluklarına dikkat çekerek, Batılılaşma adına yapılan işlerin yanlışlığına vurgu yapmıştır (Özdemir, 2003). Batılılaşma düşüncesinin kendi tarihimizi bilmemekten kaynaklandığını ve hep yanlış anlaşıldığını ileri süren Meriç, bu düşüncenin bir hayal olduğunu savunmuştur.
“Bir medeniyetin başka bir medeniyete istihale etmesi tam bir hayaldir. Bu hayali çok pahalıya ödedik. Batılılaşmanın, batmak olduğunu idrak ettiğimiz zaman iş işten geçmişti. Bir medeniyet başka bir medeniyetten ancak malzeme alır. Bu malzeme bütün insanlığın ortak malıdır. Her müessese her iklimde gelişmez. Hangi müesseselerin hangi iklimlerde gelişeceği ancak uzun bir tefekkür ve sabırlı bir tetkik ile anlaşılır. Kendi tarihimizi, kendi içtimai bünyemizi bilmeden, tarihine yabancı olduğumuz, temellerine eğilmediğimiz, tezatlarından habersiz bulunduğumuz bir dünyanın siyasi müesseselerini aynen benimsemek hataların hatası idi” (Meriç, 2016b).
Din
“Meriç, dinin inanç yönünü öne çıkarır ve akılla ispattan ziyade tecrübî olduğunu savunur. Dinin cemiyet içindeki uzlaştırıcı yönüne işaret eder. Sosyal alanda insana ve inanana bir dünya görüşü bahşettiği için dinin önemsenmesi gerektiğini vurgular” (Makalat, 2013).
“Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan haline getiren İslâmiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı… İnananlar kardeştir. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek. Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşâda. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşûm bir salgın: maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikayetsiz” (Meriç, 2016a).
“Batı, tarihindeki her kepazeliği yüceltirken, kendi geçmişimizde karşımıza çıkan minnacık kusurlara takılıp kalıyoruz. Bu Ne Şuursuzluk… İslâmiyet bir yerde insaftır. İnsafını kaybedenler hiçbir hakikati bütünüyle kavrayamazlar” (Meriç, 2016b).
İdeoloji
“İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı” (Torlak, 2011) diyen Meriç, ‘izm’e dönüşen ideolojilerin, insana, toplumu ve dini anlama/anlamlandırma noktasında belli bir bakış açısını dayattığını savunmuştur. Meriç ayrıca slogan haline gelen fikirlerin insanı düşünmekten alıkoyduğunu şu cümlelerle ifade etmiştir: “İdeolojilerin ışığına göz yumanları sloganlar yönetir. Karanlık kinlerin birbirine saldırttığı çılgın sürülerin savaş çığlığıdır slogan. İlkelin, budalanın, papağanın ideolojisidir. Düşünce çığlık ile bağdaşmaz. Şuurun sesi çığlık değildir. Yabani bağırır, medeni insan konuşur” (Meriç, 2016a).
Sağ ve Sol
“Düşüncesi solda, duyguları sağda olan bir düşün adamı” (Yalçın, 2008) olarak tanımlanan Cemil Meriç, “Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur, bu memlekette namuslu ve namussuzlar vardır. Siz namuslulardan olun” (Torlak, 2011) sözleriyle keskin bir taraf belirlemediğini, asıl olanın dürüstlük olduğunu vurgulamıştır. Bu durumu doğrular niteliktedir ki 1953’de Marksistlikten yargılanan Cemil Meriç, 1982'lerde Nurculuktan yargılanmıştır (Şahiner, 2007).
Meriç, Sağ ve Sol’a ilişkin görüşlerini şu şekilde ifade eder:
“Sol geniş kalabalıkların refahını, ışığa kavuşturulmasını, fizik ve moral kalkınmasını ister. Sabırsızdır, gençtir. Zafer uğrunda birçok fedakarlıkları göze alır. Tecrübesizdir. Devrimin ve büyük reformların bütün haksızlıklara son vereceğine inanır.
Sağ sayıya değil, değere önem verir. Daha önce kazanılmış hakların devamını ister. Kalabalıkları yok sayar, vesayet altında bulundurulmalarına taraftardır. Yerleşmiş kuvvetlerle oynanmasına razı olmaz. Karamsardır. Devrimlerin faydadan çok zarar getireceğine kanidir” (Meriç, 2016e).
Ülke ve İnsan
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hemen her dönem telaffuz edilen “bu memlekette yaşanmaz” sözlerine tepki gösteren Meriç, bu yaklaşımın aslında halkı aşağılamak amaçlı olduğunu savunmuş ve bu durumu “her dudakta aynı rezil şikayet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır” (Meriç, 2016a) cümleleriyle ifade etmiştir.
Meriç, bu konuyu benzer bir şekilde şöyle açıklamıştır: “Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım. Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi. Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar” (Meriç, 2016d)
Düşünce
Cemil Meriç, “Russelp’in Witgenstein hakkında söylediği gibi, sadece sekiz beş mesaisi yapan bir düşünce adamı değildir. Düşünme ve üretme, hayatının gayesi haline gelmiştir. Hayat çizgisi onu en olumsuz şartlara doğru sürüklerken, Türk düşünce hayatının belli başlı bütün alanlarına girmesini de sağlamıştır” (Muşta, 2009).
“Düşünce bir köprü: Kıldan ince, kılıçtan keskin. Kalabalıklar geçemez üzerinden. Ülkeler asırlarca habersiz yaşamış birbirinden. Ne Asya Avrupa’yı tanımış, ne Avrupa Asya’yı. El Biruni boşuna anlatmış Hint’i çağdaşlarına. Kıt’alar kapalı birbirine. Yalnız kıt’alar mı? Aynı mahalledeki insanlar birbirine yabancı. Her ev meçhule giden bir kompartıman. Kompartımandakiler tesadüfün bir araya topladığı üç-beş yolcu.
Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silah: Kalem. Sözle, yazıyla kazanılmayacak zafer yok… Kalem sahiplerine düşen ilk vazife; Telaş etmemek, öfkelenmemek, kin kışkırtıcısı olmamak. Halkı okumaya, düşünmeye, sevmeye alıştırmak, Bir kılıcın kazandırdığı zaferi, başka bir zafer yok edebilir. Kalemle yapılan fetihler tarihe mal olur, tarihe, yeni ebediyete…
Derin bir düşünceyi anlamak, o düşünceyi kavradığımız anda derin bir düşünceye sahip olmaktır. Kendi içine, kendi kalbine inmektir. Nesneler bulutlar arkasından görürüz. Düşünce bu sisleri yırtarak, aydınlığa varmaktır.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir” (Meriç, 2016a)?
Hürriyet
“Düşünce hürriyeti, bu mülevves (kirli) kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu” (Torlak, 2011) diyen Cemil Meriç, hürriyeti kısıtlayan her türlü otoriteye karşı çıkmış ve Hükümetlerin hürriyete ayak bağı olduğunu söylemiştir: “Hürriyet tarihin hiçbir çağında tam olarak gerçekleşmemiştir. Çünkü hükumetler için ayak bağıdır. Hiçbir hakkı olmayan, baştakilerin her yaptığını kerem sayan insanları yönetmek ne kadar kolay. Otorite, hürriyetin anadan doğma düşmanı” (Meriç, 2016d).
Cemil Meriç, fikir hürriyetini sonuna kadar savunmuş ve her türlü ideolojinin konuşulmasını, tartışılmasını savunmuştur: “İnsanlar sloganla güdülmez. Düşünceye hürriyet, sonsuz hürriyet. Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyız. Bütün ideolojilere kapıları açmak, hepsini tanımak, hepsini tartışmak ve Türkiye’nin kaderini onların aydınlığında fakat tarihimizin büyük mirasına dayanarak inşa etmek. İşte en doğru yol.” (Meriç, 2016a)
Dil
“Muzlim hayatımın biricik şerefi, biricik zevki, biricik manası Türkçe'nin müdafaasıdır" (Meriç, 2000) diyen Cemil Meriç, dil’i ifadenin araç ve sembollerinden bir tanesi ve belki de en önemlisi olarak görmüş, özellikle anlatılmak istenen konu, edebî ve felsefî değeri haiz ise dilin bu noktada yegâne araç ve sembol olduğunun inkâr edilemez bir gerçek olduğunu savunmuştur. “Duygu ve düşüncelerimizin muhataba aktarılması dilin imkânları içerisinde gerçekleşir” diyen Meriç, “bu bağlamda anlatımın en temel malzemesi kelimelerdir” (Kültür Sanat, 2008) demiştir.
Medeniyet ile dil arasında sıkı bir ilişki olduğunu söyleyen Cemil Meriç, “Medeniyet tümüyle dile icra edilebilir” (Şahiner, 2007) diyerek dil kavramının önemine daha da dikkat çekmiştir.
Edebiyat
Cemil Meriç, edebiyatın günümüzde iki anlamı olduğunu söylemiştir: a.) Geniş anlamda edebiyat b.) Dar anlamda edebiyat (Karaburgu, 2006).
“Geniş anlamıyla edebiyat; aktarılan ifadedir. Dil vasıtası ile insandan insana ve nesilden nesile aktarılan her beşerî ifade, edebiyattır. Dar anlamıyla edebiyat ise; güzel yazılardır. Güzel yazı ne demek? İnsan, fert veya topluluk olarak, düşünce ve duygularını dil vasıtasıyla ifade etmek isteyince, karşısına belli bir biçim çıkar. Bu biçim, kendi biçimidir, ifade etmek istediği konuya en uygun olan biçim; hem ifade etmek istediği konuya, hem de uyandırmak istediği etkiye. Bu etki, coşkunluk, hayranlık, inandırma olabilir. Demek ki edebiyatın bir başka yönü var: sanat yönü” (Meriç, 2016c).
“Meriç, edebiyatın edebiyat kelimesinin kökenine iner. Edebiyat kelimesinin ne Farsça’da ne de Arapça’da olduğunu, Fransızca “littérature”ü karşılamak için Tanzimat’tan sonra edep kökünden türetildiğini söyler. Bu noktada her medeniyetin, hatta her ülkenin edebiyattan başka şeyler anladığını da ilave eder” (Karaburgu, 2006).
“Cemil Meriç’e göre edebiyat, bir toplumun ifade vasıtasıdır. Toplumun ifade vasıtası olan edebiyat bu yüzden toplumun aynası olmalıdır” (Işık, 1982).
Eserleri
İnceleme
Hint Edebiyatı (1964),
Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist (1967),
Bir Dünyanın Eşiğinde (1976),
Işık Doğudan Gelir (1984),
Kültürden İrfana (1985)
Deneme
Mağaradakiler (1978),
Bu Ülke (1974, 1985)
Umrandan Uygarlığa (1974)
Günlük
Jurnal I (1992)
Jurnal II (1994)
Diğer Kitapları
Kırk Ambar (1980),
Bir Facianın Hikâyesi (1981),
Sosyoloji Notları ve Konferanslar (1993)
KAYNAKÇA
A Haber. (2016, 4 25). Özel haber: Modern çağın filozofu Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde ahaber.com.tr: http://www.ahaber.com.tr/ozel-haberler/2016 /04/25/modern-cagin-filozofu-cemil-meric adresinden alındı
Armağan, M. (2004). Cemil Meriç. İslam Ansiklopedisi (Cilt 29, s. 190-191). içinde Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
Basın İlan Kurumu. (2016, 6 13). Cemil Meriç’in vefatının 29. yılı. 12 19, 2016 tarihinde bik.gov.tr Basın İlan Kurumu: http://www.bik.gov.tr/cemil-mericin-vefatinin-29-yili/ adresinden alındı
Bayraklı, D. (2013, 5 23). İzmler ve ideolojiler. 12 19, 2016 tarihinde edebifikir.com: http://www.edebifikir.com/dosyalar/izmler-ve-ideolojiler.html adresinden alındı
Beykoz Kültür Sanat. (2014, 12). Cemil Meriç, doğumunun 98. yıldönümünde Beykoz’da anıldı. Beykoz’da Kültür Sanat (9), s. 24-25.
Çağla, N. (2016, 6 13). Yeraltından doğan güneş: Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde papiroom.com: https://www.papiroom.com/515456505456_yeraltindan-dogan-gunes-cemil-meric adresinden alındı
Deniz, İ. (2004). Kitap değerlendirmesi: Bir Dünyanın Eşiğinde (Cemil Meriç). Divan İlmi Araştırmalar , 1 (16), 267-274.
Dünya Bülteni. (2015, 6 13). Cemil Meriç'in vefatı üzerinden 28 yıl geçti. 12 19, 2016 tarihinde dunyabulteni.net: http://www.dunyabulteni.net/haber/332484/cemil-mericin-vefati-uzerinden-28-yil-gecti adresinden alındı
Düzenli, F. (2016, 6 14). Bir fikir işçisi: Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde haber10.com: http://www.haber10.com/guncel/bir_fikir_iscisi_cemil_meric-637288 adresinden alındı
Edib, A. (2011, 6 27). Cemil Meriç'in hayat hikayesi. Milli Gazete.
EĞİTİM BİR SEN. (2016, 16 1). Memleketimiz insanı: Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde hatay.egitimbirsen.org.tr EĞİTİM BİR SEN: http://hatay.egitimbirsen.org.tr/manset/1849/ adresinden alındı
Fidan, A. (2009). Cemil Meriç'e göre toplumlarda dini hayat. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi . (A. Akdoğan, Dü.) Rize: Rize Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı.
Fikir Seli. (2016, 1 17). Hüseyin Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde fikirseli.com: http://fikirseli.com/2016/01/17/huseyin-cemil-meric-12-aralik-1916-reyhanli-13-haziran-1987-istanbul/ adresinden alındı
Gencer, T. (2012). Cemil Meriç ile Türk modernleşmesine bir bakış. Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 1 (1), 19-33.
Güngör, E. (2003). Sosyal meseleler ve aydınlar. İstanbul: Ötüken yayınları.
Hatay ARGE. (2016). Cemil Meriç kronolojisi. 12 19, 2016 tarihinde http://hatayarge.com/: http://hatayarge.com/Cemil_Meric/index.php?okod=7 adresinden alındı
Hazar, M. N. (2009, 4 14). Her kadında yalnız seni aradım! 12 19, 2016 tarihinde mnhazar.com: http://www.mnhazar.com/2009/04/her-kadnda-yalnz-seni-aradm.html adresinden alındı
İletişim. (2014). Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde iletisim.com.tr İletişim yayınları: http://www.iletisim.com.tr/kisi/cemil-meric/4901#.WFenCdKLTIV adresinden alındı
Karaburgu, O. (2006). Cemil Meriç'in dil ve edebiyat üzerine düşünceleri. İstanbul: Kültür Bakanlığı yayınları.
Kültür Sanat. (2008). Dil-düşünce ilişkisi bağlamında cemil meriç'in hassasiyeti.12 24, 2016 tarihinde tesetturforum.biz: http://www.tesetturforum.biz/dildusunce-iliskisi-baglaminda-cemil-mericin-hassasiyeti-t7489.0.html adresinden alındı
Makalat. (2013, 2 10). Cemil Meriç ve din-toplum görüşleri. 12 19, 2016 tarihinde smhkym.blogspot.com.tr: http://smhkym.blogspot.com.tr/2013/02/cemil-meric-ve-din-toplum-gorusleri.html adresinden alındı
MEB. (2013, 11 3). Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde kirikhancemilmeric.meb.k12.tr Kırıkhan Cemil Meriç Ortaokulu: http://kirikhancemilmeric.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/31/07/750141/icerikler/cemil-meric_832648.html adresinden alındı
MEB. (2016, 2 10). Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde bagcilarcemilmeric.meb.k12.tr: Bağcılar Cemıl Merıç Ortaokulu http://bagcilarcemilmeric.meb.k12.tr/tema/icerikler/icerikler/cemil-meric-kimdir_1320966.html adresinden alındı
MEB. (2013, 3 17). Cemil Meriç anma programı yapıldı. 12 19, 2016 tarihinde http://bayburtkizaihl.meb.k12.tr: Bayburt Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi http://bayburtkizaihl.meb.k12.tr/tema/icerikler/cemil-meric-anma-programi-yapildi_2415289.html adresinden alındı
MEB. (2013, 1 16). Cemil Meriç kimdir? 12 19, 2016 tarihinde cemilmericfenlisesi.meb.k12.tr: http://cemilmericfenlisesi.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/23/01/973757/icerikler/cemil-meric-kimdir_272081.html adresinden alındı
Meriç, C. (2016a). Bu Ülke. İstanbul: İletişim yayınları.
Meriç, C. (2000). Jurnal 2. İstanbul: İletişim yayınları.
Meriç, C. (2016b). Kültürden İrfana. İstanbul: İletişim yayınları.
Meriç, C. (2016c). Kırk Ambar. İstanbul: İletişim yayınları.
Meriç, C. (2016d). Mağaradakiler. İstanbul: İletişim yayınları.
Meriç, C. (2016e). Sosyoloji Notları ve Konferanslar. İstanbul: İletişim yayınları.
Meriç, Ü. (2001, 5 27). Entelektüel kızıyım. (Y. Şafak, Röportajı Yapan) Yeni Şafak Gazetesi.
Milli Gazete. (2016, 6 13). Cemil Meriç in vefatının 29. yılı. 12 19, 2016 tarihinde milligazete.com.tr: http://www.milligazete.com.tr/cemil_mericin_vefatinin_29_yili/411880 adresinden alındı
Munis, M. (2013, 5 21). Cemil Meriç: münzevi yıldız. 12 19, 2016 tarihinde edebifikir.com: http://www.edebifikir.com/dosyalar/cemil-meric-munzevi-yildiz.html adresinden alındı
Muşta, M. C. (2009). Düşünür olarak Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde dusundurensozler.blogspot.com.tr: http://dusundurensozler.blogspot.com.tr/2008/05/dnr-olarak-cemil-meri.html adresinden alındı
Ölüm Haberi. (2016). Cemil Meriç yazar çevirmen düşünür. 12 19, 2016 tarihinde olumhaberi.com: http://olumhaberi.com/events/cemil-meric/ adresinden alındı
Rota Bursa. (2016, 6 14). Bir fikir işçisi: Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde rotabursa.com: http://www.rotabursa.com/haber/kultur-sanat/bir-fikir-iscisi-cemil-meric/7909.html adresinden alındı
Starfikir. (2016, 3 5). Cemil Meriç hayatı, eserleri ve düşünceleri. 12 19, 2016 tarihinde ansbet.wordpress.com: https://ansbet.wordpress.com/category/biyografi/ adresinden alındı
Şahin, H. (2006). Cemil Meriç'in eserlerinde özel isimler ve özel anlam yüklenmiş kelimeler. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi . (N. Özkan, Dü.) Kayseri: Erciyes Üniversitesi Türl Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı.
Şahiner, N. (2007) Cemil Meriç’le nur sohbetleri. İstanbul: Işık yayınları.
Torlak, M. (2011). Cemil Meriç ve “Bu Ülke”si üzerine notlar. Kandil dergisi (4).
Yalçın, S. (2008, 6 21). Nurcularla sosyalistleri birleştirmek isteyen bir fikir arkeoloğu: Cemil Meriç. Hürriyet .
Yeni Fikir. (2016, 6 13). Bir fikir işçisi: Cemil Meriç. 12 19, 2016 tarihinde yenifikirhaber.com: http://www.yenifikirhaber.com/haber.php?fn_mode=fullnews&fn_id=22367 adresinden alındı
Yerlikhan, M. (2004). Doğumunun 100. Yılında Necip Fazıl. Ankara: Kültür Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Yayınları
Yıldırım, B. (2012). Cemil Meriç'i tanıyalım. 12 19, 2016 tarihinde 2ninkaresi.blogspot.com.tr: http://2ninkaresi.blogspot.com.tr/2010/06/cemil-merici-tanyalm.html adresinden alındı.