SITKI CANEY
Hazır mıyız Arkadaşlar
“yıkılma sakın
sürmekte akın
ve devrim yakın”
Biliyor muyuz artık hangi şarkı var dudaklarımızda, içimizde hangi şiiri taşıyoruz. Kürt’üz ya da Türk’üz, Müslim ya da gayrimüslim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ve yaşıyoruz. Gün, gün takvim yapraklarıyla birlikte savrulmaya devam ediyoruz. Bütün kimliklere, bütün kayıtlara rağmen sanki aslında yokuz. Nasıl olduğunu bir türlü bilemediğimiz bin bir derdimizle ve kendi kendimizle boğuşuyoruz. Sanki doğuştan yaralı, sanki bir daha ayılamayacak kadar sarhoşuz.
Öyle kendimizden uzaklaştık ki, öyle yalnızlaştık ki, kafamız öyle karışık ki, öyle birbirimize yabancılaştık ki artık ne hissedebiliyor ne düşünebiliyoruz. Ne karşı durabiliyoruz olup bitene, ne kabul edebiliyoruz.
Bütün mevziler terk edilmiş, bütün ateşler küllenmiş, bütün yürekler buz. Hep ihanetlerle sınanıyoruz, hep karanlıklara çıkıyor yolumuz. Hep hayal kırıklığı, hep gönül burukluğu, hep kırık kanadımız kolumuz.
Artık sevmeyi de bilmiyoruz, nefret etmeyi ve düşman olmayı da. Her şeyimiz kayıp, aramayı bilmiyoruz ki bilelim bulmayı da.
Her şeyimiz kayıp, bütün yoksulluklara, bütün yalnızlıklara, bütün karanlıklara karşı bize güç veren inancımız da. Her şeyimiz kayıp, bizi diri tutan, herkese mertliğimizi haykıran kavgamız da. Her şeyimiz kayıp, bizi bütün kirlerimizden arındıran sevdamız da. Kayboluyor bunlarla birlikte gençliğimiz de, geleceğimiz de, kayboluyor bütün güzelliklerimiz.
Ve herkes umarsız, herkes habersiz… Kirli hesapların, iğrenç çıkarların siyasetine, küresel zulmün bölgesel dengelerine kurban edilmeye çalışırken biz ve güzel ülkemiz.
Peki, kimiz biz? Türk’üz biz, Kürt’üz biz. Ve mazlumların bir gün mutlaka yeryüzünde iktidar sahibi olacağını vaat eden; yoksulların, kimsesizlerin rabbine iman ederiz. Ve tüm mazlumları kardeş biliriz. Peki, neden ellerimiz böğrümüzde, neden herkes çaresiz.
Hiç mi umut yok, kendimiz olamaz mıyız bir daha. Kendimizi bulamaz mıyız bir daha. Bütün karanlıklara rağmen şafağa doğru yol alamaz mıyız bir daha. Köy köy, şehir şehir, bu toprakların her yerinde, hep birlikte yeniden ayağa kalkıp zafer şarkılarıyla çıkamaz mıyız yeniden, yepyeni aydınlık bir sabaha.
Çıkarız, yeter ki gelin yeniden inanalım. Yeniden sevgiyle bakarız birbirimize, yeter ki gelin yeniden sevdalanalım. Gelin eski güzel günleri yeniden analım. Gelin birbirimizin haline birlikte yeniden yanalım.
Gelin karşı duralım, bize keyfince kader biçmeye çalışanlara. Gelin karşı duralım, Kürt’ü Türk’ten ayırmak için birbiriyle yarışanlara. Gelin karşı duralım, hayatımıza, toprağımıza, sokağımıza, evimize, kalbimize küstahça karışanlara. Gelin omuz verelim artık, yeryüzünün neresinde olursa olsun Hak için, Adalet için, Özgürlük için zulme karşı vuruşanlara.
Gelin bir olalım, yetimin, yoksulun, mazlumun hakkı için. Gelin bir olalım, en saf gönüllerin en büyük aşkı için. Bitirelim işini faizcinin, tefecinin. Bitirelim işini hokkabaz siyasetçinin. Yıkalım saltanatını sevgisizliğin, nefretin. Yıkalım saltanatını çakalın, itin. Soralım zulmün hesabını bir bir: Niçin? Niçin? Her türlü vuralım zalime artık, yetimin, yoksulun, mazlumun hakkı için.
Fark edelim, bilelim artık hangi şarkı var dudaklarımızda, içimizde hangi şiiri taşıyoruz. Yetti artık diyelim yetti buraya kadar. Artık bir bir yerinden oynasın taşlar. Koşulacak uzun bir yol, yaşanacak güzel günler var. Hazır mıyız arkadaşlar…