Dolu Dolu
Hece Taşları
Dergisinin
54. Sayısı Çıktı
Tayyib Atmaca’nın Genel Yayın Yönetmenliğindeki yine hece şiirleriyle dolu dolu olan Hece Taşları dergisinin 54. sayısı çıktı.
Bu sayıda şiirleriyle, yazılarıyla yer alan isimler:
Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, Metin Özarslan, Mehmet Fatih Köksal, Osman Fermanoğlu, K. M. Cumakadirova, Mehmet Şeker, Yunus Kara, Ali İhsan Kekeç, Mahmut Topbaşlı, Erdal Noyan, Mehmet Ali Kalkan, Mehmet Gözükara, İsmail Kutlu Özalp, İsmail Özmel, Kadir Altun, Fikret Görgün, Mevlüt Yavuz, Recep Şen, Mustafa Sade, Mehmet Durmaz, Mehmet Baş, Ahmet Doğan İlbey, Mustafa Pınarbaşı, Yusuf Doğdu, Yetik Ozan.
“Hece Taşları” dergisinin 54. sayısında yer alan Tayyib Atmaca’nın “Herkes Kendi Kalesine Gol Atar” yazısını ve Cumali Ünaldı Hasannebioğlu’nun “İnsan İçin Şiire Giriş” şiirini tadımlık olarak alıntıladık, aşağıda okuyabilirsiniz.
TAYYİB ATMACA
Herkes Kendi Kalesine Gol Atar
Rahatlık bir çakırdikeni gibi, batmaya başladı insanoğluna, yalın ayak altta don yok gezerken, yufka arasına bulursa soğan, bulamazsa suyu katık ederek, yediği günleri hesaba katmaz, dünyanın yarısı kıtlık çekerken, çocuklar babasız boyun bükerken, analar içini göğe dökerken, kimisi kasapta eti beğenmez, kimi lionslara kapağı atar, kimi cemaatte kazan kaynatır, sınırsız özgürlük naralarıyla, nefsini put yapıp tapan tapana.
Ar çatladı yırtık hayâ perdesi, aynalarda görünmüyor yüzümüz, görmezlikten gelir herkes herkesi, başörtüsü artık moda aracı, soyunmanın adı cüretkar oldu, hünsalar meydanda eylem yapıyor, bel altına kaydı aşkın anlamı, hayvanlar insandan utanır oldu, sözün doğrusuna kulak asan yok, ellerimiz bizim ele benzemez, tarih tekerrür mü ediyor yoksa, nerde yanlış yaptık ulu hocalar, yaşasın Sodom ve Gomore deyip, şeytanın yoluna sapan sapana.
Parti de pırtı da demokrasi de, oyunun içinde başka bir oyun, menfaat nerdeyse koçlar orada, koyunlara bol bol melemek düşer, şehir eminleri eskisi gibi, zorla seçilmiyor iş kolaylaştı, işkembeden fazla atan kazanır, üyelerden çok parayı bastıran, ne kadar ekmekse o kadar köfte, sürgit işler kazan kazan mantığı, nasıl olsa deniz devletin malı, lisans yetmez oldu namussuzluğa, yemeyeni enayiden sayarlar, fırsatını bulup kapan kapana.
Anlaşılan dünya artık yaşlandı, tövbe kapıları kapanmak üzre, maç başladı hıncahınç bir statta, herkes sendi sahasında oynuyor, kimi gölgesine çalım atıyor, kimi top çevirir kendi kendine, Meksika dalgası tribünlerde, herkes kendi kalesine şut çeker, onsekiz içinde on bir kişinden, atak yapan olmaz rakip sahaya, herkes kendi kalesine gol atar, kendi sahasında kaybeder herkes, İsrafil’in sur düdüğü elinde, Allah’ın ipinden kopan kopana.
CUMALİ ÜNALDI HASANNEBİOĞLU
İnsan İçin Şiire Giriş
Münâcat
Cesaret, cesaret değil korkaklık
Ölümün boynuna dolanmadıkça
Merhamet ki eksik mi eksik
Bir kanadı kırık kuş, konmadıkça
Yaşamak, yaşamak değil de oyun
Yeryüzü, Kitab’ı okunmadıkça
Karanlık boğuyor güzellikleri
Kalbimde kör kuyu uyanmadıkça
Bana bir ihsanet dinsin yağmurlar
Mendiller ve gözler ıslanmadıkça
Yaprağı sürüyüp götür rüyamdan
Sularca tutuşup da/yanmadıkça
Ey gizli zemheri dondur düşümü
Yüreğim aşk ile donanmadıkça
Hayatım sanadır, ölümüm sana
Şeytan ayağıma dolanmadıkça
:
Sen sözün evveli, aşkın âhiri
Güzeller güzeli evren şöleni
Bunca sonsuzluğa avuç açtığım
Seni sevmelerin o/nur töreni
Neyim varsa senden, ne yoksa benden
Bir böcek kanadı yaprak teyeli
Bir damla sudasın, toprakta, canda
Göz ki seni görür ezelden beri
Ey sonsuz vuslatım, umudum, havfım
Bu kumca günahı dalga çözer mi?
Beni bir saçak yap göğün altına
Ve merhamet yağdır affeyle beni
:
Kurusun bu dilim, yansın, yakılsın
Gaflete düşüp de Yâr/anmadıkça