HAYRETTİN TAYLAN
Hû Perisi Şehrinaz
semavat kapılarında, özüm pak parçalara ayrıldı
sen suların sırlarında, zülalini, helalini ser
ötesi söylenmez, berisi anlatılmaz, su ve hû gibiyiz
o mavi gözlerinle beni bul, ben’le öz bakışı yap şehrinaz
o yeşil düşlerinle ormanlarını giydir ali cenap hülyalarıma
o beyaz liriklerinde coştur manzum yangınlarımı Şehrinaz
2…
ruhumun keşfedilmemiş zerrelerinde, zer oldun
huyumun açılmamış sözlerinde aşka, nar oldun
tutkunun açık denizlerinde belkıs gibi c’anan oldun
ezelden okunaklı, evvele dokunaklı demlere yar oldun
zamanın nefesinde, an’ın hevesinde, aşklara masal oldun
kendimi kaybın ayıp atlasında eril mitlerime aşk oldun
3…
imanla boyalı mistik köprünün elifsi demiriyim
kabiliyet, kabuliyet, mağlubiyet gücünde tizlenir kaderim
bitti denilen her şeyin sabır sonunda yeşerir geleceğim
bitti ve gitti denilen hüsn’ün uzaklarında, uzamlarında dirilir aşk’ım
çakraların alegorik atlasında gizemlerimle buluşur haklılık
ışılı, besili, seçili, nur yürüyüşünde ciğerlenir, çeperlenir uğurum
artık, “aşk” kadar, sen kaderiyim şehrinaz
artık, “hüsn“ kadar, ben kısmetisin şehrinaz
4…
tatlandırılmış, adlandırılmış, benzetilmiş küresel bir yusuf'tum
beni de attılar kuyuya şehrinaz
oysa ben, hayret tiniyim
oysa ben, ak’denizindeyim
oysa, tespitlerin teşbihine sarılı tespih gibi çektim hû yüzünü
oysa, idris’in diktiği aşkın gönül libasıyla güzelleşiyordun
bu yüzden, giyindim belkıs aşkını, leyl’asıl leylilerini şehrinaz