BANU SANCAK
Hutbe
Yalan dünya yurdunda dolup bitse miadım,
Şu üç günlük hayatın, hevesiyle beslenmem.
Yusuf’suz bir kuyuda kaderimle abadım,
Züleyha'ya bakıp da aynalarda süslenmem.
Davut sıcak demiri, elleriyle yoğurdu,
Hazretin gür sesiyle devler cüce doğurdu.
Ben ölüme koşarken; Davut, Calût'u vurdu,
Zırhımla gömülsem de mahşere dek paslanmam.
İbrahimi imanla, her kıssa mektep olur,
Allah ölüm isterse bir sinek sebep olur,
Kalbi sırra ermeyen oduna merkep olur,
Hikmet ateşte değil, düşsem yanmam islenmem.
Musa'yı düşmanına, sevdiren kutlu kader,
İbret alan kullara, her imtihan bir zafer,
Zalimlerin zulmüne uğrasam da çok sefer,
Firavun'un soyuna, boyun eğip uslanmam.
Yunus'un tövbesini anladığım kadarım,
Nefes alırken değil, iman ederken varım.
Balıkların karnında ben kendimi ararım,
Okyanusa düşsem de derinlerde ıslanmam.
Süleyman'a sorsaydım, dünyadaki vefayı,
Yokluktan ayırmazdı, varlıktaki cefayı.
Teslimiyette buldum hem huzur hem sefayı.
Yaradan’ı unutup, bir faniye yaslanmam.
Sevgilinin kalbini, yarıp yıkayan Cibril,
Gel de süveydamızın kara lekesini sil.
Şiir değil hutbedir, davetime mukabil,
O'nun sevenlerinden, gayrısına seslenmem.
Hutbe şiiri manevi derinliklerin zirve şiirlerinden bir eser olmuş Banu hocam kalemine yüreğine gönlüne sağlık tebrikler