İdris Özyol’un
İlk Şiir Kitabı:
Kabuk Dudak
Çıktı
Şair ve Yazar İdris Özyol’un İlk Şiir Kitabı: Kabuk Dudak, Yakın yayınlarından çıktı.
İzmir'de faaliyet gösteren Yakın yayınlarının yeni başlattığı şiir dizisi içinde yayımlanan “Kabuk Dudak”, İdris Özyol'un 1992 yılında aldığı Varlık Dergisi'nin Yaşar Nabi Nayır Ödülü'nden bu yana sürdürdüğü şiir yolculuğunun ürünlerini kapsıyor.
Özyol, “Lanetli Sınıf” başlığıyla yazdığı deneme yazılarını da daha önce “Ne Mutlu Bana ki Lahmacun Yiyorum” ve “Overlokçu Bir Kıza İlan-ı Aşk” adlı kitaplarda bir araya getirmişti. Yayımlandığı dönemde çok satan bu iki kitap, 2000 yılında deneme dalında Yazarlar Birliği Ödülü'ne değer görülmüştü.
İmza Günü
İdris Özyol, “Kabuk Dudak”' adlı ilk şiir kitabını, 17 Mart Pazar günü Antalya'da okuyucuları için imzalayacak.
İdris Özyol, “Kabuk Dudak”' adlı ilk şiir kitabını 17 Mart Pazar günü saat 16.00'da Antalya, Kaleiçi, Yenikapı Sokak'taki Atölye'de okuyucuları için imzalayacak.
İdris Özyol; 1967 yılında Zonguldak'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Zonguldak'ta tamamladı. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'na girdi (1984). Profesyonel gazeteci olarak "Yeni Gündem" gazetesinde çalışmaya başladı (1987). İstanbul'da "Üniversiteli" ve "Söz Hakkı" adlı siyasal içerikli gençlik dergilerini yayınladı (1989-90). Daha sonra, İstanbul Tabiple Odası basın danışmanlığı yaptı. Toplumsal Tarih Vakfı'nın çıkardığı "İstanbul" dergisinin yayına hazırlanmasında görev aldı. "Varlık" dergisi şiir ödülünü aldı (1992). İletişim ve Ya-Pa yayınlarında çeşitli görevlerde bulundu. "Göçebe" dergisinin kurucuları arasındaydı. Kanal 7 televizyonuna programlar hazırladı.
Uzun yıllar İstanbul'da yaşayan ve Yeni Şafak gazetesinde de yazan Özyol, şimdilerde Antalya’da gazetecilik yapmaya devam etmektedir.
Eserleri
Kabuk Dudak (şiir)
Lanetli Sınıf 2 “Bir Overlokçu Kıza İlan-ı Aşk” (deneme)
Lanetli Sınıf “Ne Mutlu Bana ki Lahmacun Yiyebiliyorum” (deneme)
Bir İdris Özyol Şiiri
İDRİS ÖZYOL
İnsan Azalabilir Zamanla
açılar istiyor hayat adamın içini
dengesini yitiren gül boğazımda
yutuyorum bana ayırdığınız vakti
kapıların açılışı bitmeyen tuzak
ağlasak yüzümüzde duvarların yosunu
portakalın kanı seninle ilintili şeylerde
çekildi yaşadıklarım kılçık gibi içimden
döndüm yürümeyi ilk öğrendiğim yere
insan azalabilir zamanla gider yarısı
gördüklerine benzer yüzü yolcunun
tahtaya kazıdığım kalp aldı gerçeğini
göğsümdeki boşluğa göçüyor bir halk
düşündüğüm şeyleri bıraktım oğluma
yokuş kendi güneşini oyuyor havada
eksik yanları oldum bir şeye bakmanın
örümceğin ayağı bana benzeyen gece
aynı gövdeyi bölüşüyorum kunduzla
eski günlerimize doğru lacivert koşu
aşağıda bir eriğin yukarı yuvarlanışı
başka bir toprak parçası çıldırmak