Yeni Yayınevi İraniyat Yayınları’ndan
Yeni İki Kitap:
Kırmızı Akıl ve Güneşin Gölgesinde
Kırmızı Akıl
Bir Tasavvuf Hikâyesi
Akl-ı Sorh (Kırmızı Akıl) risalesi hicri altıncı yüzyılda yaşamış meşhur arif ve filozoflardan Şeyh Şehabeddin Ebu’l-Futuh Yahya bin Habeş bin Emirek Sûhreverdî’nin (H. 545-587 – M. 1150-1191) kaleme aldığı İslam sonrası çeşitli edebiyatlarda da tahakkuk etmiş temsili tasavvufi-felsefi hikâyeciliğin bir örneğidir.
Sühreverdi insanın yazısının bu âleme atılmakla başladığını söyler.
O hep bir yokluk ülkesinden bahsetmiştir. İşte bu düşüncelerin yansıdığı bir hikâyedir Kırmızı Akıl…
İbni Sina’nın Hayy bin Yekzan ve Gurbetu’l-Garibe’sinde de anlatılan tarihi varoluşun bir hikâyesidir. Kırmızı Akıl…
Sühreverdi, İbni Sina’nın bitirdiğini sandığı yerden yeniden başlatır bu varoluşu Kırmızı Akıl’da.
Güneşin Gölgesinde
Mesnevi’de Neyname
Neyname’de Mevlana
Güneşin Gölgesinde kitabında, Mevlana’da şairlik ve Mesnevi’de şiir analiz edilmektedir.
Mevlana Mesnevi’de çeşitli hikâyeler örgüsünü insanın gözlerinin önüne serer.
Onun zihnindeki çağrışımları takip etmek, 14 yıl boyunca bunun kesintisiz nasıl devam ettiğini anlamak bizler için daha da imkânsızlaşır.
Mevlâna vadisinin hikâyeleri aslında hiç bitmez.
Asırlardır devam eden Ney’in hikâyesi ve şikâyeti her gün insanların kulaklarına Mesnevi’yle fısıldanır.
Mesnevi elimizde oldukça Mevlâna devamlı yaşayacak ve bizlere “Dinle bu neyin hikâyesini” diye hitap edecektir.
Neyi dinlememiz gerektiğini de en güzel Mesnevi bize anlatacaktır.
İlahi aşkın üstadı, hem salik ve hem pir olduğu aşk vadisinin mutrib sakisi Mevlâna’nın Mesnevi’si tartışmalara konu olsa da Mevlâna bu eserde başlangıcından sonuna kadar konu edinilen ilahi aşkın ne olduğunu, aşkın olmanın ne anlama geldiğini en iyi bilen ve anlatan şairlerdendir.
Kendisinin yaşadığı döneme iz bıraktığı gibi şimdiye kadar onun izlerini taşıyan günümüzde de onun aşk mektebinde şakirtlik yapmak, temsilini yaptığı neyin nevalarında gezinmek ruhlara taravet vermektedir.