SELAHATTİN YILDIZ
İnsanilik Yoksa İnsan da Yok
Dünyada insanlığın geleceğine dair gerçek anlamda endişe eden kaç kişi kaldı acaba. Her geçen gün havanın biraz daha grileşmesi ve üzerimize kopmuş bir kayadan hızını artırarak gelip ezmesine an kalmış bu insanilikten uzaklaşmaktan nasıl kurtulacağız. Bulunduğumuz çağın şuursuzca bizi insanilikten koparıp menfaatperest “mahluklar” haline getirdiğini kaç kişi görüp farkına varabiliyor.
Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce biraz düşündüğümde, kısa bir zaman sonra en fazla 20-30 yıl sonrasında dünyanın yeni “tür” insanları tarafından hepten iğdiş edildiğini korkarak hissettim. Bu günü yöneten insanlardan bir adım daha ileriye gidecek bu insanilikten kopuş, insana, dünyaya ve insafa dair daha ne gibi kötülük yapabilir ki? Yarınlarda oluşacak bu handikapın kapılarını ise bugünün insanı hazırlıyor.
Kimsenin acısının kimseyi çok fazla üzmediği bu çağdan ümidini kesmemek gerçekten zorlaştı. Başkasından bir çıkarı yoksa o kişiyi kolayca hayatından çıkartan, onu inciten hatta onun yok olmasına dahi umarsızca yaklaşan ne çok insan türeyip yayıldı aramızdan.
Acılara ve insanlığa dair yaşanan olumsuzluklara karşı kulaklarımız sağır, gözlerimiz kör, vicdanımız hissizleşmiş durumda. Sanki büyük bir sis bulutu içinde kalmışız, görüş mesafemiz çok dar ve biz sadece gördüğümüz kadarını idrak edebiliyoruz. Oysa insan ufka bakıp görmediği yerlerden bile ilham alıp çıkarımlar sağlayan bir varlıktır. Tahayyül meziyeti onu canlıların içinden en kıymetli olarak çıkarıp dünyaya sultan yapıyor. İşte maalesef tahayyül meziyetini unutmuş insan, insanilikten uzaklaştığı bu yerde; endişe etmemizi sağlayan duyarsızlıkla meydana çıkıyor.
Duyarsızlık. Nedir bu “duyar”sızlık. Duymaktan gelir bu sözcük. Kalbin duyması, vicdanın duyması, gönlün duyması vs. Duyarı olan insani hislerimizin önüne ördüğümüz duvarlar dışarıda yaşanan acıların bize ulaşmasını engelliyor. Bu engel bizi insanilikten alıkoyuyor. İnsan formunda yaşarken birden insanilikten uzaklaşıp engelli bir birey haline geliyoruz. Bu açıdan bakıldığında dünyada engelli insan sayısı her geçen gün fazlalaşıyor. Dünya büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Nedir bu tehlike. Bu tehlike, insan formunda dünyaya gelmiş insan varlığının yaşamını insanilikten uzaklaştırarak sürdürmesidir. Varoluş sebebine anlam vermeyi unutan insanlık, gayesizlik girdabında kısır bir döngüyle hızla insanilikten kopup ruhsuz varlıklar olarak yaşam sürmeye çalışıyor. İnsanın kullanımı için yaratılan eşya insana insan eliyle galip gelip yaşamları anlamsız kılmaya devam ediyor.
İşte gerçek tehlike budur. Dünya nüfusu hızla insanlikten uzaklaşmış bu türle karşı karşıya ve sonuçlarının ne olacağı ile ilgili bir öngörümüz yok. Ama şunu görüyoruz ki, gelecek bu günlerden daha iyi olmayacağa benziyor.