Başı Sağolsun
Şair, Yazar
İzzet Yasar
Vefat Etti
İzzet Yasar’ın yaşamını yitirdiğini yazar Ahmet Kekeç sosyal medyada twitter hesabından duyurdu: ”İzzet Yasar’ı kaybettik… Cenazesi bugün ikindi namazında Zincirlikuyu Camii’nde kaldırılacak. Allah rahmet eylesin.” diye yazdı.
Şair, yazar İzzet Yasar, bir süredir kanser hastalığı nedeniyle tedavi görüyordu.
İzzet Yasar; 1951’de İstanbul’da doğdu. Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladıktan sonra Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne devam etti. 1976 yılına kadar serbest çevirmen olarak çalıştı. 1976’dan sonra reklam yazarlığı yaptı.
Yeni Dergi ve Birikim’de çıkan şiirleriyle tanındı. Şiirleri dışında hikâyeleri, eleştirel metinleri, sinemayla ilgili denemeleri, sinema teorisi konusunda iki kitap çevirisi ve bir de roman çevirisi var.
Dönüşü Olmayan Hikâyeler adlı hikâye kitabıyla Sabahattin Ali Öykü Ödülü aldı.
Şiir
Kanama (1974)
Yeni Kuş Bakışı (1979)
Ölü Kitap (1983)
Kuvve’den Fiil’e (1993)
Dil Oyunları (2002)
Asla Yazamayacaksın O Şiiri (2006)
Başka Akıl Peşinde
Hikâye
Dönüşü Olmayan Hikâyeler (1981- Sabahattin Ali Öykü Ödülü)
Özel Sektör İmamı (2003)
Camdan Mezbahalar (tüm hikâyeleri)
Esther Kyra (2013)
Deneme
Balta/zar (sinema yazıları)
Çeviri
Dikenli Tel, Manuel Scorza (roman)
Bakış ve Ses, Pascal Bonitzer ((sinema üstüne denemeler)
Kör Alan ve Dekadrajlar, Pascal Bonitzer (sinema üstüne denemeler)
Bir İzzet Yasar Şiiri:
İZZET YASAR
Kanama
ölüm onun tek suçudur şimdi
sevgi aranızda yarısı söylenmiş bir söz
sen tamamlayacaksın unutma
dudakların ılık bir tadı özlüyorsa
akşam serinliğinde
sesi boğazımda acı bir yudum
cömerttir gözyaşına ülkemizin dağları
uykunun kanla bölündüğü akşam
onun avcundan dökülenleri
sen paylaşacaksın dostlarınla
derin kuyularda soğurken sular
onu haklı kılacak budur biraz da
sakın unutma
sevgiyi haklı kılacak
senin dinmez öfkendir aslında
ah eğilip soğumuş anlından
son bir kere öpebilseydin
çocukluğu hatırlanır şimdi
duvarları karış karış yoklayışı
tanıyışı pencereleri kapı tokmaklarını dünyayı
onlar ne kadar yıkasalar ellerini sünger taşlarıyla ovsalar
çıkaramayacaklar bulaşan kanı
okşamayacaklar çocuklarını kar gibi beyaz
masa örtülerine dokunamayacaklar artık irkilmeden
buysa seni güldürmeli ancak
gün sessizce çekildi güvercin rengi kubbelerden
ezanlar doldurdu kuş yuvalarını
hazin ırmaklarda insan yüzleri yüzüyor
bak onun da yüzünde bir ırmak akıyor şimdi
ellerin serinlesin diye
gözlerini sil
artık nefret etmeyi öğrenmelisin