HARUN KAYA
Kafeste Hû / Nefes
I
Her gün yangın çıkıyor
Sarının soluğu daha mavi
Her gün tapınıyor mor
Kırmızının kıyısında duruyor
İnanmayacaksınız ama
Irmak boğuluyordu başakta
Birlemiş, birlenmiş başak
Akışa eğmedi veçhini
Boğulmasın diye habbeleri
Elbet saklanır, haklıdır safran
Taze bahçe bozar ahir baharda
Eski ocak başında kül karasında
Müselsel binlerle ölüm içinde yeşil
Yemyeşil hay saklar şimdi koynunda
Yaralı yaralı akar ırmak
Savrulur bozkırda çocuk
Bozkır da savrulur
Tozları hiç varmaz akşama ne garip
II
Kimin tasvir edeceğini kimse bilemez
Bahar güneşine vermiş yanını
Kuşluk başında ekmek tadında zaman
Kalmış mâ yurduna mim olmuş lâm
(Lâl mi demeliyim yoksa)
Unutulmuş huma kafeste hû
İçtiği hep kanşara…
Bahar güneşine vermiş yanını
Ardını uçuk mavi mektep duvarına
Rüyalar belirsiziydi
Kördü, ebeydi, bulması istenmişti
Şiir söylemese belki de
Şirince bütün bir hikâye belirebilirdi yüzünde
Zavallı çocuk, hiç gülmedi oysa yarına
Hazan yüzünde hepsi derin bin kelime
Bugün ilaçlarını içmese ne olur
Bugün kitaplarını sevmese
Toprağından bir avuç daha yese
Yürüse sessiz, harfsiz ve renksiz
Sekerat kasımda ay mahmurunda
Kaybola kaybola sorsa mahrumluğuna:
Neden kaçıyorsun?
Varlık bahçesine oturmuş
Düşmüş kuyusuna yokluğun…