İSMAİL OKUTAN
Katık Yaptım Acılarımı Sızılarıma
Başı bulutlu bir hüznün işgaline uğradım
Uğradım dudaklarımı uçuklatan bir korkuya
Uçuk renklere boyandı düşlerim
Kuşatıldı gönlüm cam kırığı bir mevsimde
Duygularım siyah beyaz, ah duygularım
Ben mütemadiyen yeni direnişler kurgularım
Benim meskenim kederdir ey gülüzar!
Korkular hangi cesareti büyütür
Hangi acıyı besler bilemedim.
Kibir abidelerinin dikildiği vadilerde
Afrayla ve tafrayla geziyorum bugün
Yürüyorum helveleyle, ağır şirk kokulu caddelerde
Koşuyorum kubur farelerinin kol gezdiği caddelerde ey gülüzar!
Sonra sığınırım marifet ve zarafet vadilerine.
Kasımpatı kokusu sinmiş içime kasımın ayazında
Kıbleden esiyor içime rüzgâr
Estikçe eritiyor kalbimi ey gülüzar
Estikçe benden uzaklaşıyor zaman
Yaklaştıkça tuzla buz oluyor bütün seraplar
Her yere ölüm yağıyor, her yere hüzün, ey gülüzar
Her yerde covitlenmiş ceset
Her yerden ölü fışkırıyor
Sonsuzluk alıyor beni kalbine ey gülüzar
Sırayla dolaşıyorum göklerin bütün katlarını
Annemden kalan sır dolu bakır bir güğüm
Neyi saklar benden göğümde ey gülüzar?
Korkular hangi cesareti büyütür,
Hangi acıyı besler bilemedim.?
Açılmadık sandıklarda hangi sırlar gizlendi benden?
Hangi giz çatlatır göğü ey gülüzar?
Yakası açılmadık hangi sır çatlatır çömleği?
Şimdi ruhum, yıldızların cümbüş yeridir.
Yedi kat hüzün giydirildi üstüme
Yedi kat acıya boğuldum ey gülüzar?
İçime gizlense de garip bir gurbet
İçimden gözlese de beni yalnızlık
Benden bana kaçacak bir gün mutluluk
O zaman anlatırım kederimi zamana
Katık yaparım acılarımı sızılarıma ey gülüzar!