Şiirleri
“Kederin Doğusu
& Suyun Ayak Sesi”
Okan Alay Çevirisiyle
Çıktı
İranlı şair Sohrâb Sepehrî şiirleri “Kederin Doğusu & Suyun Ayak Sesi”, Okan Alay çevirisiyle Islık yayınlarından çıktı.
Kederin Doğusu & Suyun Ayak Sesi’nde gökyüzünden, yurdundan, bitkilerden, şehirlerden, insanlardan, kuşlardan, çiçeklerden, acılardan, kederden, sevinçten, bilgelikten, aşktan, inançtan, yoksunluktan, yaşamdan, ölümden şiir devşiren bir şairin sesi duyulur. İran’dan taşarak yakın komşulardan uzak kıtalara dek yayılan bir şiirin sesidir bu.
Sohrâb Sepehrî (1928-1980). İran’ın önemli çağdaş şairlerinden biridir. 1928’de Kaşan’da doğdu. Güzel Sanatlar Fakültesi’nin resim bölümünü bitirdi. Bir süre memurluk yaptı. Şiirlerinin yanı sıra resimleriyle de tanınır. Son dönem yenilikçi birçok İran şairi gibi Nîmâ ve Tevellelî’nin etkisinde kalıp geleneksel şiir kalıplarının dışına çıkarak şekil ve anlatımda yeni arayışlara yöneldi. Şiirlerinde Doğu’nun mistik dünyası, mitolojisi ve irfanı kadar, Batı sanatı ve bilgi birikiminin de izleri, sürrealist ve natüralist akımların etkisi görülmektedir. Birçok yurt dışı gezisinde bulundu. Hindistan, Japonya, Fransa, İtalya, Yunanistan, Mısır’da kaldı.
İlk şiir kitabı Mergê Reng (Rengin Ölümü) 1951 yılında yayınlandı. Özellikle Sedâyê Pâyê Âb (Suyun Ayak Sesi) ve 1970 yılında yayınlanan Hacmê Sebz (Yeşil Hacim/Yoğunluk) kitaplarıyla çağdaş Farsça şiirde adından çokça söz ettirdi. 1977 yılında Ma Hîç, Ma Nigâh (Biz Hiç, Biz Bakış) adlı son şiir kitabını daha önce yayımlanan yedi kitabıyla birlikte Heşt Kitâb (Sekiz kitap) adı altında topladı. Şiirleri birçok dile çevrildiği gibi birçok kez Türkçeye de çevrildi. Sepehrî’nin şiirleri başlangıçta çokça eleştirilip kötümser, topluma ve gerçeklere sırtı dönük olarak tanıtılsa da sonraki süreçte şiirlerindeki ses uyumu, sözcüklerdeki musiki, ifadedeki derinlik, nesne ve kavramlar arasında kurduğu bağdaştırmalarla haklı olarak özgün ve güçlü bir şair olarak anıldı. Çağdaş Farsça şiirin dünyaca tanınan önemli bir ismi olan şair, 21 Nisan 1980 tarihinde vefat etti.
Kitapta yer alan bir Sohrâb Sepehrî şiiri
SOHRÂB SEPEHRÎ
Ve Kırdım ve Koştum ve Düştüm
Senin tınılarına açtım kapıları
Bakışımın her parçasını bir yere attım,
varlığı bakışla doldurdum
Ölgün bir su kenarında, balçığın üstünde gördüm
bir parça tebessümünü, namaza durdum.
Bir dikenin dibinde saklıydı hatıran, kopardım,
saçtım dünyaya
Ağaçların teliyle çaldım kendiliğinden yeşerme
ve gelişme ahengini
Ve yardım yakarışın tekdüze gecesini,
saçtım tohumunu sırrın
Ve kırdım hile avizesini
Ve koştum hiçe dek, koştum ölümün çehresine,
aklın çekirdeğine dek
Ve düştüm dert kayasına.
Seni görmenin şebnemiyle ıslandı parmağım,
titredim.
Bir esinti geçiyordu dağın eteğinden,
yürüdüm bir adım onunla
Karanlığın altında bir parça güneş gördüm,
içtim ve kendimden geçtim ve serbesttim.
Türkçesi: Okan Alay / Farsça orijinalinden