AHMET URFALI
Kendini Tavaf Ederken Aydınlanma Töreni
1. Selam
Ulu pınardan su içmeye koşan
yanmış-yaralanmış yüreklerin iç-bükey telaşının beyanı…
Ateşim yanar sıcaklığı avuçlarına dolar
Tutsak ırmakların
Kuru toprak gelir alnımdan öper su yürür
Yeşil dallara
Havanın soğukluğunda bir yetim üşür
Annemden başka kim çeker acısını
Karılırım anasır-ı erbaa ile gözlerim açık
Bilgeler tanımlar beni
Varlığından can üflenir karışırım insanlar içine
Bakışım dokuz gök üstündendir bakarım âleme
Pişmanlığım denizler taşırır
Dağları bürür nedâmetim
Günahın ve sevabın arasatındayım
Kederdeyim
Esirgeyenin keremine talibim
Ve bağışlayanın lütfûna
Tövbem simamda görünür
Kimliğimi açıklar arafın büyükleri
2. Selam
Yürüdüğü yolları heybesine toplayıp
sonra bunları her gaybî seferinde adımlarına güzergâh yaparak
tekrar döşeyen seyyahın beyanı…
İstihareye yattığımda çocuktum
Tahta sandık açılınca gösterildi öğleyin kaybettiğim mazi
Geleceğim saklıydı kırk bohça içinde
Açmam mümkün değildi açtırmazlardı çünkü
İtikâfa girmem gerek diye düşündüm
Bu kaçış neden bu sığınma nereye
Tefekkürün nar bahçesinde temrin edilmiş huruç
Güvercinlerle kardeşliğim başladı sahih bir rüyada
Sonra beraber okuduk yedinci katında göğün
“Sultanımsın sultanımsın
Canımda
Gönlümde
İmanımsın
Bana üflersen ben dirilirim
Bir cân da nedir
Yüz canımsın.’’