SELAHATTİN YILDIZ
Kır Tetiği Çocuk
Kan yavaş aktığında anlaşılır bileğin büküldüğü
Kimsenin çözemediği Huruf u Mukatta’da saklı ilmeğim
Gök kaybetmişse mavisini
Vardır bir bilmecesi
Kuşlar hala uçmakta
Neydi bu kıyamet arefesi
Gırtlağımda bir yumru
Şuurum sanrılar nöbetinde
Okçular terk etmiş tepeyi
Tekerrür niyetiyle
Ey beşerî mahlukat
Yusuf yine kuyu da
Gömleği varisinde
Mısır'a sultan olmak
İhtiras nöbetinde
Aklın beşiğinde kundaklanan
Hafızam dünkü gibi
Bilmek cesaretiyle yanarken
Pirüpak sanılan yüzlerin
Yıkandıkça kirlendiğini gördüm
Yollar ve izler
Her adımı kevgir gibi eleyen zaman
Şehrin göbeğini çatlatır
Beton dikitlerin spazm nöbetleri
Beni şaşırtan şu cümle alem
Kuşlara yem atan çocuğun
Bir katile dönüşmesi
Dünya
Kemiklerin hafızasıyla
Varislerin üzerinde tepindiği bir meydan
Kendi lisanıyla konuşur toprak
Dilini bilen öğrenir hakikati
Şimdi tam zamanı
Gecenin mevsimi olmaz
Kır tetiği çocuk
Şahidiyiz emdiğin sütün
Hafızası global bir hayvana teslim
Sağırlığından bihaber çağdaşlarım
Yeni dünyanın
Yalanlara inandığı kehanet rüyasında
Anlamsız bir soruya verilecek cevap
Susmaktır
Çünkü
Bizi ancak mahşer meleği dinler
Dinle çocuk
Bu şah damarın hikayesi
Kusurlu namaz gibi olmayacak
Son nefes kalmışken ölüme
Hayatın yoktur sehiv secdesi