Heykeltıraş Sevgi Erdaha
Köyde Yaptığı Eserleri
İtalya'da Sergileyecek
Uzun yıllar İtalya'da yaşayan ressam ve heykeltıraş Sevgi Erdaha, İtalya ve İstanbul'daki atölyelerini kapatıp, Konya'da inşa edilen ve kerpiç evlerden oluşan Sonsuz Şükran Köyü’nde çalışmalarını sürdürmeye karar verdi.
Sonsuz Şükran Köyü, Konya'nın Hüyük ilçesinde sanatçılar tarafından inşa edildi ve tamamı kerpiç evlerden oluşuyor.
Ravenna ve Floransa Güzel Sanatlar Akademisinde resim, heykel, mozaik ve gravür eğitimi alan Erdaha'nın Floransa, Milano, Ancona, Zürih, Cambridge ve Türkiye'nin farklı illerinde sergileri açıldı.
Sanatçı Erdaha, bundan sonra eserlerini, Beyşehir Gölü'ne kıyısı bulunan Çavuş Mahallesi'nde yer alan köyde kerpiç evindeki atölyesinde yapacak.
Erdaha, büyük şehirlerin bunaltıcı ve stresli hayatından kaçarak, doğal köy hayatına geldiğini ve yıllın büyük bir bölümünde burada yaşayacağını söyledi.
İtalya ve İstanbul'daki atölyelerini kapattığını belirten Erdaha, "Çok uzun yıllardır İtalya'da yaşıyordum. Sonsuz Şükran Köyü’nde bu toprak evi aldım. Bundan sonra çalışmalarıma Konya'da devam edeceğim. Eserlerimi Konya'da yapacağım, İtalya ve diğer ülkelerde sergileyeceğim." dedi.
Erdaha, Selçuklu'ya başkentlik yapmış, asırlardır Anadolu kültürünün oluşmasına öncülük etmiş Konya'da, sanat yapmanın ve eserler ortaya koymanın kendisi için çok heyecan verici olduğunu belirtti.
"İnsan bu doğal ortamda kendini buluyor"
Erdaha, köydeki tüm evlerin topraktan olmasının, doğal hayatın, sanatçılara ilham verdiğini ve ufkunu açtığını anlattı: "İnsan bu doğal ortamda kendini buluyor, keşfediyor ve yaşadığını hissediyor. Bu evde uyuduğum gibi hayatımda hiçbir yerde uyumadım. Burada aldığım ilhamı ve üretkenliğimi, ne İstanbul'da ne de İtalya'da bulabildim. Köyde yaşayan tüm sanatçılar da böyle düşünüyor." dedi.
Erdaha, Sonsuz Şükran Köyü’nde sanatçılar ve köylüler ile güzel bir atmosfer oluşturduklarını söyledi. İnsanların akın akın köylerden şehre göç etmesine bir anlam veremediğini dile getirdi.
Erdaha, özellikle toprak evleri bırakıp beton binalarda yaşayanların büyük kayıpta olduğu değerlendirmesinde bulundu: "Bu güzelim köyleri ve doğal hayatı bırakıyorlar, sonra da şehirdeki hayattan şikâyet ediyorlar. Herkes köyden şehre göçerken, biz tersini yapıyoruz. Özümüze geri dönmeli ve geleneklerimizi korumalıyız." dedi.
"Heykel yapmak sadece taş yontmak değildir"
Erdaha, geçmiş yıllarda farklı sanat dallarında da eserler ortaya koyduğunu, son yıllarda resim ve heykele yoğunlaştığını anlattı:
"Bugüne kadar farklı ülkelerde çok sayıda sergi açtım. Doğada dolaşırken topladığım doğal ve terk edilmiş malzemelerden eserlerimi oluşturuyorum. Dal parçaları, taş, ne bulursam kullanarak eserlerimi yapıyorum. Aynı zamanda doğada terk edilmiş haldeki malzemelerin geri dönüşümüne de katkıda bulunmuş oluyorum. Heykel yapmak sadece taş yontmak değildir. Benim anlayışıma göre herhangi bir malzemeden oluşturulacak sanat eseri de heykeldir."