MEHMET ALİ BAL
Kuddüs İsm-i Şerifi
“El-Kuddûs” isminin sözlük anlamı, hatadan, gafletten, her türlü eksiklikten ve noksanlıktan münezzeh; pak, temiz olan, bütün kemâl sıfatları üzerinde toplamış olan ve ne kadar övülürse övülsün tüm övgülerin üstünde olan demektir.
İslam Büyükleri, Zatın herhangi bir sıfatını değil de bizatihi Zat-ı Zül Celalin (cc) kendisini tavsif eden sıfat ve isimleri diğer isimlerin önünde telakki etmişlerdir. Zira tüm isimler ve sıfatlar Vücud-u Zat (cc) ile mevcutturlar. O (cc) varsa her şey vardır. O (cc) her şeye kâfi ve vafidir. “Allah bes (Hasbiyallah), baki heves” boşuna denilmemiştir. Ve Zatını (cc) tavsif eden sıfatlar ve Zatının (cc) isimleri diğer isimlerini tavzih ve teşrih ederler, o isimlerin üzerinde manalarını takviye edici tesirleri de vardır.
Mesela, Kuddûs İsm-i şerifi, diğer isimlerinin anlamları üzerine “Her türlü eksiklikten ve noksanlıktan münezzeh, pak ve bütün kemal manalarını ihtiva eden, hakikat ve tecellileri tüm övgülerin üstünde olan” takviye mana ve tesiri katmaktadır.
Mesela Cemil İsmi ile bağlantılı olarak, Ulûhiyet ve Zatının en kemalde bir Cemale sahip olduğunu, vs. ifade etmektedir.
Rezzak İsmi ile bağlantılı olarak ise, en yüksek seviyede ve en güzel ve eksiksiz surette rızık veren anlaşılmaktadır. Diğer isimlerle irtibatını kıyas edebiliriz.
Kuddûs İsm-i Şerifinin bir diğer manası ise “Bütün yarattıklarını maddi ve manevi kirlerden temizleyendir”.
Kuddûs İsm-i Şerifi, Allah’ın (cc) kendisini ve ulûhiyetini en cami ve tevhidi isimlerle anlattığı Haşr suresinin son ayetlerinde yer alır:
"O Allah ki, O’ndan başka İlâh yoktur. Gaybı (Görünmeyeni) ve görüneni de O bilir. O; Rahmân’dır, Rahîm’dir. O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Meliktir (Mülkünde istediği gibi tasarruf eden), Kuddûs’dür (Her noksanlıktan münezzeh olan), Selâm’dır (Her kusurdan ve âfetten sâlim olan)dır, Müheymin’dir (Her zaman gözetip, koruyan), Aziz’dir (Kudreti daima üstün gelen), Cebbâr’dır (Dilediğini yaptıran), Mütekebbir’dir (Büyüklük ve yücelik kendisine mahsûs olan). Allah, müşriklerin şirk koştuklarından münezzehdir. O Allah ki; Yaratan’dır, Bâri’dir (Yokken var eden), Musavvir’dir (Şekil verendir), güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nu tespih eder. Ve O; Azîz’dir (Yücedir), Hakîm’dir (Hüküm ve hikmet sahibidir)." (Haşir: 22, 23, 24)
Peygamber Efendimizden itibar edilen temel hadis kitaplarında rükû ve secdelerinde söylediği zikredilen “Subbuhun, Kuddusun ve Rabb-ül Melaiketi ver Ruh” ifadesi Kuddûs İsminin ulûhiyete ve tevhide ve Zata mahsus yönlerine işaret etmektedir (Ey bütün eksik ve kusurlardan münezzeh olan “Subbuh” ve bütün üstün vasıfları kemal, fazilet ve güzellik sıfatlarını Zatında birleştiren “Kuddûs”, Ey meleklerin ve Ruhun “Hazreti Cebrail (as)” Rabbi. Seni tespih ve takdis ederim).
Bu İsmin “Subbuh” ismi ile birlikte zikredilmesi kemal zirvesine erişmeden önce eksik ve kusurlardan münezzeh oluşla teyit edilmesidir. Bu husus en başta Kuran-ı Kerim’in üslubunda gördüğümüz sonra da başta Peygamberimizin (s.a.v) hadislerinde sonra da İslam âlimlerinin Peygamberimizden (s.a.v) tevarüsle ifadelerinde en yüksek yoğunluktan aza doğru müşahede ettiğimiz bir yüksek tenasüp meselesini göstermektedir.
Tıpkı müminler gibi Allah’ın (cc) kelimeleri de kardeştirler. Biri diğerini destekler, tıpkı bünyan-ı mersus gibi. Özellikle İlahi kaynaktan kaynayan dökülen kelimeler, kitaplar bu meselenin en güçlü kanıtlarıdırlar.
Hazreti Ali’nin (kv) Kuddûs ismini ism-i azamdan sayması, Kuddûs İsm-i Şerifinin bu cami ve tevhidi manasından dolayı olabilir. Bu manaya bir işaret de olabilir.
Bütün bir evren Allah’ın (cc) kusursuz, her türlü eksiklikten münezzeh ve mutlak kemalde olan kudreti ile tedvir olunmaktadır. Bu öylesine Kuddûs ismiyle zirveye çıkmış bir kudrettir ki, tıpkı Cennette kazuratın olmaması gibi, büyük ve küçük âlemlerdeki “li hikmetin” oluşan artıklar da temizlenmektedirler. Büyük okyanuslar, devasa uzay boşlukları, toprağın derinlikleri ve değişik varlıkların iç bünyelerindeki akıl almaz hız, hacim ve keyfiyetteki faaliyetlerin atıkları süratle temizlenmektedir.
Bu âlemler hep temiz kalmaktadırlar. Mesela devasa gök cisimlerinin dönüşlerinden oluşan dayanılmaz sesler bizim işitme sınırlarımızın dışında kalmaktadır. Yani ses kirliliği ilginç bir şekilde temizlenmektedir. Keza görüş kirliliği de buna benzer bir şekilde ortadan kalkmaktadır. Mesela, gökten yağmur ve yerden bereketle bizim istifademize sunulan besinler de hem cömertlik hem de keremin zirvesine çıkan Kuddûs isminin cilvesinin gölgeleridir. Her bir mükemmellik, kemal ve fazilet Kuddûs ismini zikretmektedir.
Kuddûs isminin “Yarattıklarını maddi ve manevi kirlerden temizleyen” manasındaki cilvesi ne muhteşemdir! Maddi kirlerin nasıl temizlendiğini günümüzde gelişen bilim yardımıyla anlayabiliyoruz. Ancak, kalplerdeki kir ve pasın giderilmesini, tövbeler sonrası yeniden kalp ve ruhun hayat bulmasını idrak etmek çok daha muhteşemdir.
Kuddûs İsmi “Her noksanlıktan uzak ve her türlü takdise lâyık olan” manasıyla bizlere hatırlatıcı bir mahiyete de sahiptir. Allah’ı (cc) anarken böyle anın gizli hitabını duymaktayız. Ya da Allah’ı anarken “O’nu eksiklik, yetersizlik, uygu ve gaflet gibi beşeri veya mahlûk hallerinden münezzeh ve bi kem ü keyf yüksek kemalde bir Rab (cc) olarak anın, tespih edin, tazimde bulunun” terbiyesi verilmektedir. Nitekim bu husus başka bir ayetle teşdit edilmiştir (Kuvvetlendirilmiştir) : “Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ı tespih eder” (Cuma/ 1).
Biz dahi O’nu (cc) tespih ve takdis ediyoruz, Kitabında buyurduğu ve Peygamberine (s.a.v) öğrettiği şekilde.
“Ey Allah’ım bize öncelikle Enfüsi dünyamızda Kuddûs İsminin cilvelerini bahşet. Ruhumuzu, kalbimizi, dilimizi, aklımızı, bil cümle azalarımızı seni anmaya ve senin emirlerini yaşamaya ehil, kusursuz ve temiz eyle. Allah’ım bizlere afaki dünyamızda da Kuddûs isminin cilvelerini lütfet. Ülkemizdeki ve İslam dünyasındaki aciz, gaflet, çirkinlik ve benzeri kötü emareleri, oluşları gider. Bizlere iyilikte en iyi olma, kötülükten de en uzak olma arzu ve iradesini ver. Bizleri diğer Esmanı anlarken Kuddûs İsm-i şerifinin varlık ve manasının tecellilerine mazhar olarak idrak etmeyi nasip et. İnsanımızı, şehirlerimizi, toplumlarımızı, iç ve dış huzurumuzu gayet kemal noktasında ve kıvamında güzel, faziletli, nezaketli, kusursuz, eksiksiz her tür noksandan ari eyle. Âmin ”.