MEHMET ALİ BAL
Mani İsm-i Şerifi
“El-Mâni” İsm-i Şerifi öz olarak "Dilemediği şeylerin olmasına mani olan, dostlarını kötülüklere karşı koruyan ve onlara(Dostlarına) zarar verecek şeyleri engellemek suretiyle yardımcı olan, kendisine karşı koyulamayan" demektir. Bu tarz tavsif edici isimlerin Kuran başta olmak üzere birçok tefsir ve hadis kitaplarında sayısız ifade ve izah biçimleri vardır. Zira bu tarz isim ve sıfatların beşeri idrakte zaman zaman iltibasa maruz kaldığı, kalabileceği aşikârdır. Bundan dolayı Kuran’ın ifade ve izah tarzı ile İslam büyüklerinin idrak tarzları takip edilmesinde yarar vardır.
Nitekim Kuran-ı Kerim’de “Mani İsm-i Şerifinin” tecellilerini izah ve şerh eden çok sayıda ayet-i kerime vardır. Biz bunlardan bazılarına işarete etmekle yetineceğiz. Allah (cc) Murad-ı İlahisini her yönü kuşatan bir tarzda tecelli ettirmektedir. Şöyle ki iyilik de kötülük de O’nun muradı ve Mani isminin tecellisi ile insana erişmektedir, O’nun (cc) muradını hiçbir murat ve kudret aşamaz. Mani ism-i şerifi Allah’tan (cc) gelecek her tür tasarrufun isabet tecellisidir. Bu bazen içeriden dışarıya belaların defi şeklinde olabileceği gibi bazen de dışarıdan içeriye lütufların kabulü şeklinde de olabilir. “Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa onu ondan başka açacak yoktur ve eğer o sana bir hayır murat ederse o vakit de onun fadlını reddedecek yoktur, O, onu kullarından dilediğine nasip eder, o öyle gafur, öyle rahîmdir” (Yunus/107). Bu tecellileri dikkatle tefekkür ettiğimizde Mani ismi ile Gafur ve Rahim isimlerinin yakınlığını Kuran bize haber vermektedir.
Dışarıdan gelen korkular ve belalar karşısında dostlarını koruması, rahmet ve re’fetiyle kuşatmasını da kesin bir üslup ile buyurmaktadır: “Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de” (Yunus/62). Nitekim Hazreti Peygamber de (s.a.v.) Hicret mağarası içinde iken mübarek vücutlarına bir zarar verilir endişesini duyan dostu Hazreti Ebu Bekir’e (r.a.) “Korkma, Allah bizimle beraberdir” buyurarak Kuran ayetlerinin tefsir ve izdüşümlerini nefislerinde en yüksek ve mükemmel haliyle temsil etmişlerdir. Kuran bu hadiseyi aynıyla anlatmaktadır: “O'na sizin yardım etmeniz dışında (Etmediğinizde) o zaman Allah, O'na (Resul’e) yardım etmişti. Kâfir olanlar, O'nu (Mekke’den) çıkardığı (Çıkmaya mecbur ettikleri) zaman iki (kişi)nin ikincisi idi. İkisi mağarada iken arkadaşına şöyle demişti: “Mahzun olma! Muhakkak ki; Allah, bizimle beraberdir”
O zaman Allah, O'nun üzerine sekînetini indirdi. Ve O'nu göremediğiniz bir ordu ile destekledi. Kâfirlerin sözünü süfli kıldı. Ve Allah’ın sözü; O, çok yücedir. Ve Allah; Aziz’dir (Üstündür), Hakim’dir (Hüküm sahibi ve hikmet sahibidir)” (Tevbe/40). Allah’ın (cc) dostlarını onlara zarar verecek şeyleri engelleyerek koruması meselesi içinde hiçbir beşeri koruma parmağı olmadığı ifade edilerek anlatılmaktadır. Müşrik olanlar O’nu Mekke’den çıkmaya mecbur etmişlerdi, peşine süvariler takmışlardı. Normal şartlarda O’nu (s.a.v.) ve arkadaşını koruyacak dünya gücü yoktu. Böyle bir zamanda ve şartlarda Allah (cc) onları korumuş, üzerlerine gelen belaları engellemiştir. Allah (cc) Aziz ve Hakim isimlerinin gölgesinde Mani İsminin tecelli ve tezahürlerini göstermiştir.
Bu manada, bütün zamanlara teşmil edilebilecek şekilde bir müminler topluluğunu Kuran övmektedir:
“Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine: “- Düşmanlarınız size karşı ordu hazırladı, o halde onlardan korkun.” dedi de bu söz onların imanını artırdı ve üstelik: “- Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekildir”, dediler” (Ali İmran/173). Allah (cc) her düşmanı her kötülüğü men ve def edicidir kuşkusuz; kudreti, hikmeti, izzeti, gufranı ve rahmeti ile murat ettiğinde dostlarını himaye eder, yollarını açar.
“Ve karanlık gölgeler gibi dalgalar onları sardığı zaman, dini O'na halis kılarak Allah’a yalvarırlar. Böylece onları karaya (çıkarıp) kurtardığımız zaman, bundan sonra onların bir kısmı mutedil davranırlar (aşırı gitmezler). Çok gaddar ve çok nankör olanlardan başkası ayetlerimizi ısrarla (bilerek) inkâr etmez.” (Lokman/32). Allah (cc) bütün maddi ve manevi şartların aleyhe döndüğü anlarda Mani İsm-i şerifinin tecellisiyle dini O’na halis kılarak kendisine yalvaranları sahili selamete çıkarır. Elverir ki ayette ifade edilen dua şartlarını tamamlasınlar. Ayetin sonunda zikredilen “Gaddar ve nankör” taifeden olup Allah’ın (cc) ayetlerini inkâr etmesinler.
“Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresini aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama Allah'ın verdiği bir güç olmaksızın geçemezsiniz ki!” (Rahman/33). Allah (cc) Mani ism-i şerifini bazen de çizdiği hudutları ifade için nazara vermektedir. Bütün kâinatta çizilen sınırlar ve gidilen yörüngelerin dışında Allah’ın izni olmaksızın bulunabilmek mümkün değildir. Allah (cc) eşyanın ve evrenin bizatihi maddesi ve kanunları içinde Mani ism-i şerifinin mana ve tecellilerini de yaratmıştır. Eşya bizatihi mahiyeti itibariyle yaratılmışların sınırları tecavüzüne imkân vermez.
Kuran’da emir, nefiy, men etme, engelleme içeren ayetlerde Mani isminin cilvelerine işaretler vardır. Bu manalar bazen çok yüksek perdeden emirlerle ifade edilmektedir. Sıkça duyduğumuz “Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden (Allah’ın yasakladığı şeylerden) ve azgınlıktan (hakka tecavüzden) sizi nehyeder. Böylece umulur ki siz, tezekkür edersiniz diye size öğüt veriyor” (Nahl/90) ayetinde Allah’ın (cc) bizatihi müminlerin içlerinde ve bizatihi varlıklarında yaratmış olduğu Mani isminin istinat vasıtalarına işaret vardır: “Adaleti emretme, ihsan ve akrabaya vermek” iç dünyanın takviyesi; münkerden ve azgınlıktan nehiy ise dışarıdan gelecek olumsuz inanç ve amellerden dostlarını koruma babında bir “Hükmü İlahidir”.
Tevhit akidemizin manası çerçevesinde bakarsak; Mutlak Hâkimiyetin aracı kudrettir. Kudretin en bariz tecellisi men ve engelleme (Kudreti)dir. Hakimiyet ilişkisi bakımından “La İlahe illallah…” tevhit cümlesindeki “La” bir nevi “Mani” ismine de işaret etmektedir. Allah (cc) şirki “La..” ile nefyetmekte, bütün şirk unsurlarına engel olmaktadır. Yukarıda meal-i şeriflerini verdiğimiz Rahman Suresi 33 ve Nahl Suresi 40. ayetlerindeki manalar Mani ismi şerifinin de bir nevi Kuran tarafından tefsiri olsa gerektir.
“Allah (cc) dilediğini engeller” manası üzerinde de vurgu yapmak elzemdir. Zira bazen dünyada yaşadığımız kötü şeyler, zulümler, gaddarlıklar, işkenceler karşısında Mani ism-i Şerifinin eksik bir tarzda anlaşılması da –Allah korusun- söz konusu olabilir. Hâlbuki burada Allah’ın (cc) dilemesini de idrak etmek icap eder, dünyanın imtihan meydanı olduğu hikmetli manasını tefekkür de bir yer tutar, bazen – fert ve toplum olarak- kendi içimizdeki eksiklikleri de düşünmek gerekebilir. Bu yüzden, bazı avam müminler sadece zalime karşı beddua ederlerken, bazı havas daha fazla Allah2a (cc) yönelmeyi, ibadeti ve ihlası istemeyi tercih ederler. Böyle niyaz ve tazarruda bulunurlar. Zira Allah (cc) dileseydi zulmü de zalimi de kahrederdi. Engellerdi. Bir hikmete istinaden zulüm devam etmektedir. Hikmet İlahi Dergâhın esrarındandır. Bu yüzden havas İlahi Dergâha yönelirler. Çok bunaldıklarında ise zulüm ve zalimi Allah’ın (cc) dergâh-ı izzet ve kudretine havale ederler.
Allah (cc) devasa yıldızları, korkunç süratte yörüngelerinden birbirleri içinden geçerek giderlerken had ve hudutlarına tecavüz etmelerine engel olur. Yeryüzünde denizlerin taşmasını, atmosferin yırtılarak göktaşlarının dünya üzerine düşmesini, dağların yıkılmasını engeller. Dilerse mikropların, virüslerin, hastalıkların insan neslini yok etmesinin önüne geçer, onların üreme ve erişim hudutlarını belirlemiştir. Aynı şekilde en yıkıcı kafir, putperest ve müşrik ihtirasları her kimde olursa söndürür, yok eder. Dilerse imtihan vesilesi kılar, dilerse ibret vesilesi olsun diye olağandışı bir şekilde söndürür, yok eder.
Ey Mani isminin sahibi Allah’ım! Bizim üzerimize yağan ve yağması muhtemel bela ve musibetleri engelleyerek bizleri koru. Senin Tevhit akideni idrak edecek tarzda Mani isminin tecellilerini görmeyi nasip ve müyesser eyle. İster mükevvenattaki hudutları aşan kıyametler, hastalıklar, belalar isterse de zalim ve azgın topluluklar tarafından yapılan tecavüzleri, zulümleri, kıyımları Mani İsminin tecellileriyle def eyle, men eyle ya Erhamürrahimin, ya Aziz-ül Hakim, ya Gafur-u Rahim, ya Kadir-i Hakim, ya Mani. Âmin.