Şair ve Yazar
Mehmet Çetin
Vefat Yıldönümünde
Anılıyor
Fikir ve sanat insanı, şair ve yazar Mehmet Çetin vefat yıldönümünde anılıyor
Mehmed Akif ve Necip Fazıl’ı en iyi anlayanlardan ve anlatanlardan biri olan, fikir ve sanat insanı, şair ve yazar Mehmet Çetin vefat yıldönümünde anılıyor
Mehmet Çetin 25 Kasım 2020 günü, Ankara’da bir süre tedavi gördüğü hastanede 64 yaşında vefat etmişti.
Vefatının ardından sevenleri, dostları, arkadaşları olan fikir ve sanat dünyasından birçok önemli isim sosyal medyada duygu ve düşüncelerini paylaşmıştı. Bunlardan biri olan yazar Mustafa Everdi’nin içten paylaşımı::
“Mehmet Çetin vefat etti. 35 yıldır arkadaştık. Ben ne kadar cevval, muhalif ve pervasız isem o muhterem insan, o kadar mülayim, ağır başlı, muvafıktı. Benim kesin retlerime karşılık o her zaman evetten yanaydı. Ben ne kadar görünmekten ve protestodan yanaysam o düşük profil sergilemekten ve onaylamaktan. Ben duygusal çıkışlarımla öne çıkarken o akl-ı selim ve sükûnetten yanaydı. Bu nedenle o muhtemel sonuçları düşünüp hesaplı adım atmayı tavsiye ederken ben çoktan köprüleri geçip geride bir enkaz bırakırdım. Eylemleri ile değil düşünceleri ile maruftu. Plan ve projeleri güzel, icat çıkarmakta mahirdi.
Kilisliydi. Kilisin dört yol üç medeniyetin kesişim noktasında kurulduğunun canlı mümessili. Bütün Kilisliler gibi yetenekli, yeteneklerinin baskısından boyunun kısa kaldığı latifelerle kabul ettiği bir özellikti onda. Doğuştan öksüz bir mahcubiyet içindedir. Annesi doğumunda vefat etmişti. Belki bundan doğan bir temkinlilik, çekingenlik ve sakinlik vardı her an üzerinde.
Onu 1985 yılında tanıdım. Bir sendikada basın müşaviri idi. Beraber çalıştığımız da oldu. Mahrumiyetler içinde. Görünüş aldatır. O hayrete de düşürürdü çoğu insanı. Gazetecilik mezunu ama Platon Akademisinden mezun gibi anlattıkça anlatırdı. Gerçek bir entelektüel, okuduğu kitapları içselleştirmeyi ve buradan ilginç yorumlar yapmayı bilirdi.
Gerçi birlikte cezaevine düştüğümüzde onu beyazcı' (yani uyuşturucu baronu) sanmışlardı koğuştaki mahkûmlar. Kilis kaçakçılığı ile meşhurdu eskiden. Mehmet Çetin açık etmese de onu El-Pacino sanan hükümlüler anında görmüştü yüzündeki Kilis resmini.
Sessizdi, itiraz ve muhalefetini duyan yoktur ama kendisi entelektüel her camiada bilinir. Gezgin filozoftu. Teorilerini şifahen yayar, hayranları vardı ama müridi yoktu. Belki bundan düşünceleri bütün mahfilleri gezer, sonra ona dönerdi. Gizli mürşid, açık tebliğci hali son yıllarda öğrencileri etkileyen faaliyetlerde tezahür etti, bütün boyutlarıyla.
Hasta halinde bile Mehmet Cemal Çiftçigüzeli’ne armağan kitabı üzerinde çalışıyordu. Bütün Türkiye gençliğine kitabı sevdirmek için Sami Güçlü’nün başlattığı Anadolu Mektebi ile yazar okumaları faaliyetine katıldı. Anadolu Mektebi; düşünce, sanat ve kültür hayatımızda büyük etkileri ve katkıları olan yazarların eserlerinin ve hakkında yazılanların okunması, değerlendirilmesi, yorumlanması temeline dayalı, okuma sonuçlarının yazı ve konuşma ile ifade edilmesi, panel ve açık oturumlarla topluma aktarılması şeklinde devam eden ve nihayet elde edilen bu birikim ve tecrübe ile, okuyucuların; düşünce, kültür ve sanat yolculuklarına kendi başlarına devam edebilecekleri derinlikli bir bilinç ve evrensel bir ufuk kazandırmayı amaçladığı yazıldı. Son yıllarda bütün Anadolu’yu gezdi bu vesileyle. Okullarda liseli öğrencilerin atılımlarına şahit olmak umuduyla.
Umutluydu her zaman. Türkiye’ye, devlete, iktidara dair. Belki hayatına dair. Her şeyi okur, hiçbir şey bilmez görünürdü. Tam da bu izlenimin üzerine konuşmaya başlayınca Mehmet Akif’ten, Cemil Meriç’e, Yahya Kemal’den Sezai Karakoç’a, suretten surete geçer, yaşayan antoloji gözlemlerdi dinleyiciler.
4 Ciltlik Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi nadir kitaba düşse de hala alanında en iyilerden biridir.
Güzel insandı. Arkadaşlığımız mukavimdi. Cezaevine birlikte düşmek de dahil. Açık kalp ameliyatını atlattı, kanında doğan bir sorun nedeniyle kan değişimine dayandı. Covid-19 çıktı. Mertlik bozuldu.
Tanıdık arkadaş ve dostlardan kimileri yolculuğa çıktı. Haberli habersiz. Mehmet Çetin de katıldı bu kervana. Çok üzgünüm. Ne desem tam anlatamam, diye korkuyorum. Belki iyiler ölür, kötülere bir şey olmuyor hali üzerimde.
Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun, diyorum.”
Mehmet Çetin; 1956 yılında Kilis’te doğdu. Bazı eserlerinde Mehmet Ferit imzasını kullandı. İlk ve ortaokulu burada okudu. Yatılı olarak girdiği Akşehir Erkek İlköğretmen Lisesinden 1975 yılında mezun oldu. Yükseköğrenimini İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümünde tamamladı.
Bürde Yayınevini yönetti. Kurucularından olduğu Yönelişler isimli aylık sanat ve edebiyat dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
Bir dönem Türkiye Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. TYB’nin çıkardığı Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı ile çeşitli işçi dergilerinin yazı kurullarında bulundu. Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Mütevelli Heyeti üyesiydi. “Uluslararası Köroğlu Kültür ve Sanat Festivali" Genel Koordinatörü olarak da görev yaptı.
Öğrencilik yıllarından itibaren çeşitli basın ve yayın kuruluşlarında görev yaptı. Çalışmalarını Ankara’daki bir kamu kuruluşunda sürdürdü.
Yazıları birçok dergide, gazetelerin sanat sayfalarında yayımlandı.
Çeşitli gazete ve dergilerde başta çalışma hayatı ve edebiyat olmak üzere kültür, sanat ve siyaset yazıları yazdı.
Şiirlerini daha çok Asanatlar’da yayınladı.
2011’de Türkiye Kalkınma Bankasından emekli oldu. 2012’den beri Öz Orman-İş Sendikasında Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalışmaktaydı.
Eserleri
Şiir
Kaf Dağı'na Bakan Ayna (2021)
Sessiz Bir Gidiş Gazeli (2021)
Roman
Lânet (Mehmet Ferit adıyla, Mesut Uçakan’ın senaryosundan) 1992
Derleme
Tanzimat’tan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi (ilk iki baskı 2 cilt; 3. Baskı 4 cilt, 2002)
Öğretmenime Sevgilerle (Öğretmen Şiirleri Antolojisi, Mehmet Ferit adıyla, 2000)
İnceleme
Mehmet Akif Albümü (M. Cemal Çiftçigüzeli ile birlikte, 2002)
Toplumsal ve Sendikal Mücadelede Çatışma mı Uzlaşma mı? (Mehmet Ferit adıyla, 1992
Hakkında
Dosya: “Tanzimat’tan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi” Söyleşi: Ali Yakın / Mehmet Çetin’le Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Üzerine – Ömer Lekesiz / İyi Antolojiden En İyi Antolojiye – İhsan Deniz / Üst Tarafı: “Antoloji” – Mustafa Muharrem / “Şiir Çetelerden ne Vakit temizlenecek” Sorusuna İlk Cevap Mehmet Çetin’den – Ali K. Metin / Antolojide İktidarın Tezahürü (Veya Ayna Ayna Söyle Bana) – Necmettin Turinay / Türk Şiirinin Haritası (Hece dergisi, Kasım 2002), Necmettin Turinay / Mehmet Çetin’in ‘Yeni Şiir Tarihi’ Üzerine Bazı Notlar (Hece dergisi, Aralık 2002).
Bir Mehmet Çetin Şiiri
MEHMET ÇETİN
Sessiz Bir Gidiş Gazeli
Her şey bana küstü kimseye küsmeden gittim
Kamuslar boyu sustu dostlar ben susmadan gittim
Ne kovdu kimse beni ne davet etti biri
Ne rüzgâr vardı, ne rüzgârım, esmeden gittim.
Bilenmiş kelimelerim körelmiş kılıçlarım vardı
Binlerce doğrandım belki, kimseyi kesmeden gittim.
Her şölende bana sunuldu günün ve gecenin zehri
Ömrüm ağzıma geldi, yutkundum kusmadan gittim.
Topladım kendimi bir yanlış tarihin içinden tek tek
Bir cılız ışık kaldı benden lambamı kısmadan gittim.
Duymadım dön diyeni kal diyeni gel diyeni
Ölü hatıraların üstüne basmadan gittim.
Bilmiyorum neye, kime nereye gittiğimi
Dostuma düşmanıma kulak asmadan gittim.