Mezarımızı Kazsınlar Yan Yana

MUSTAFA ORAL
Mezarımızı Kazsınlar Yan Yana
 
En güzel aşklar ruhlar dünyasında başlar.
Kundakta şekle girer.
Gelinlikle kemale erer.
Kefenle sonsuzluğa erer.
 
Her ruh ebedi aşkını arar.
Her Hz. Hatice (r.a.) Hz. Mustafa’sını (s.a.v.) arar.
Arayış ruhta başlar, toprakta sonra erer.
Bazen yolun başında, bazen ortasında, bazen de sonunda bulunur.
 
Ruhlar çift yaratılmıştır.
Ama iki ayrı bedende dünyaya gelirler.
Gün gelir karşılaşırlar.
Diğer yarılarını bulurlar.
Eşleşirler, eş ve eşit olurlar.
Yan yana ölürler.
Yan yana defnedilirler.
 
Koyun yavrusunu bilir de insan bazen yavuklusunu bilemez.
Ruh eşini buldu sanır, gelinlik giyer.
Ne var ki zaman ilerledikçe evlilik çekilmez olur.
Gelinlik dar gelir.
O üzücü gün gelir.
Gelinliği çıkarır.
Kefeni giyer.
Ölmeden önce ölür.
Gelin evi cenaze evine döner.
Gâh rızık gâh başka gerekçelerle evliliğe katlanmak zorunda kalır.
Musalla taşına yatar yatmasına da kaldıran olmaz.
 
Bazısı evliliği yürütemez.
Gelinliği çıkarır.
Bu güne kadar Âdem ve âlem için yaşadım.
Bundan sonra Rabbim ve kendim için yaşayacağım, der bir daha gelinlik giymez.
 
Bazısı daha cesurdur.
Yürümeyen evliliğe son verir.
Gelinliği çıkarır.
Düğün evinden ayrılır.
Kendine yeni gelinlik bakar.
Bulur da.
Hz. Hatice (r.a.) üçüncü kez giydiği gelinlikle ebedi huzura ermemiş midir?
 
Bazen Hz. Aişe (r.a.) gibi olur.
Sevgili (s.a.v.) önden gidince peşinden koşar.
“Vefat günüm Sevdiceğime (s.a.v.) kavuşacağım düğün günümdür.
Gelin alayı tertipleyin, vefat eder etmez beni toprağa emanet edin.” der.
 
Bazen de Rabia gibi davranır.
“Bir kalbe iki sevgi sığmaz.
Kundak giyilir de gelinlik giyilmez.
Rabbim sevgilim oldu.” der,
Ne gelinlik, ne de damatlık giyer.
Dünyalık edinmez.
Dünyaevine girmez.
Kefenini yanında taşır.
Bana her yer düğün evi, der.
 
Sevenler birbirinin örtüleridir.
Bazıları birbirine gelinlik, bazıları kefen biçer.
Bazıları kalbini açar, bazıları mezar kazar.
Unutma ki ne kadar seversen sev ayrılacaksın.
Ne kadar üzersen o kadar üzüleceksin.
Ne kadar yaşarsan yaşa öleceksin.
Parasız pazara, kefensiz mezara, aşksız kalbe gidilmez.
Bir kalbe giremeyen ölmeden kabre girer.
Üstünü kimse örtmez.
 
Aşk birbiri için yaşamak ve ölmektir.
Birbirine gelinlik ve damatlık biçmektir.
Senin için ölmeye çalışır.
Sen onun için yaşamaya çalışırsın.
İkisi de aynı şeydir.
 
Dolu başak başını eğer, sevgi dolu kalp baş eğer.
Doğarken ne getirdin ki ölürken onu götüreceksin.
Kundakla geldin, kefenle gideceksin.
Ölmeden ölen kalp erken biten aşkın teneşir taşıdır.
Ağlamak öldüğünü haykıran salâdır.
Gözyaşları cenazeyi yıkayan pınardır. 
Ölüm de, aşk da bir gün gelecek. 
Postacı ve aşk üç kez kapıyı çalar, açılmayınca gider.
Azrail bir kez çalar, açıncaya kadar bekler.
Aşka kapısını açmayan kefenini hazırlasın.
Toprağın bağrına mezarını kazsın.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir