MEHMET ALİ BAL
Mukit İsm-i Şerifi
El-Mukît: "Her yaratılmışın rızkını, gıdasını veren, hesaplayarak tayin eden, mutlak muktedir" manasındadır. Kuran-ı Kerim’de Allah’ın (cc) bir sıfatı olarak geçmektedir.
“Kim güzel bir yardımda (Şefaatte) bulunursa, ona o yardımdan bir hisse (Sevap) olur. Kim de kötü bir yardım ve tavassutta bulunursa, ondan kendisine bir günah payı vardır. Allah her şeye hakkıyla kadir ve şahittir” (Nisa / 85) ayetinde geçen “Ve kaanAllahu alaa külli şey’in mukiita” ibaresinde “Mukit” kelimesine muhtelif manalar verilmiştir. Bunlar arasında “Allah (cc) her şeye mukayyet olandır, gözetendir”, “Allah (cc) her şeye gücü yetendir”, “Allah her şeyin karşılığını vericidir”, “Allah her şeyin üzerinde koruyucudur, gözetleyicidir, gözetip karşılığını vericidir”, “Allah (cc) her şeye herkese gıda ulaştırır, O (cc) Mukiit”tir” gibi manalar ön plana çıkmaktadır.
Bu ayet-i kerimeyi “Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Size, gökten ve yerden rızık verecek Allah’tan başka bir yaratıcı var mı? O’ndan başka bir ilâh yoktur. O halde hangi yönden (imandan küfre) çevriliyorsunuz?” (Fatır / 3) ayetiyle Kuran teyit etmektedir. Bu teyit, bizi Tevhit Hakikatine doğrudan sevk etmektedir, vicdanlarımıza duyurmaktadır. Ayrıca dikkat çeken bir husus hitabın “Ey insanlar” şeklinde gelmesidir. Diğer bir husus ise “Mukit” İsminin tebellür etmesinin “Kut” (Besin, gıda, azık) kelimesiyle yapılmasıdır. Bu ne muhteşem bir tahsistir ki, Tevhit hakikatinin en basit, en yaygın, en görünür ve en ziyade tecellileri “Rızık” üzerinden gelmektedir.
Anlaşılıyor ki, “Mukit” İsm-i Celili yaratılmışlar ve insanlar arasında bir ayırım yapılmaksızın herkese ve her şeye şamildir. O (cc) herkes ve her şeye rızkını hesaplayarak, en uygun şekliyle verendir. Rızka ihtiyacı olanların rızık endişesi taşımamaları gerekir. Diğer yandan yaratılmışların ve insanların rızıklarını her hangi bir sebeple ve her hangi bir gerekçeyle “Kul iradesiyle” kesmek, iptal etmek “Kulların haddi ve hukuku” değildir. Rızık vermek doğrudan Allah ‘a (cc) mahsustur. Haşa O’nun kudretini ve esmasının tecellilerini sınırlamaya kalkmanın İslam Akidesinde çok ağır bir manaya geldiğini hepimiz biliriz. Korkmak lazımdır. Nitekim aşağıda okuyacağımız meallerdeki muhtelif kelime tercihleri arasında, Allah’ın (cc) rızık vermesi manasından önce ve daha fazla “Allah’ın (cc) Kadir, Şahit, Koruyucu, Gözetleyici isimleri zikredilmektedir. Allah hakiki Rızık Verici olarak da çok “Gayyur” dur, “Aziz”dir.
Sözlükte ise “Kaate/ Yekuutu/ Kuvten” fiili “Ölmeyecek kadar azık vermek”, “Geçindirmek” demektir. “Ekate/ Ekaateten” ise “Yiyecek ve gıda vermek”; “Eş-şey’e” kelimesi takip ederse “Bir şeye güç yetirebilmek. Gücü yetmek” demektir. “tekavvete/ Tekavvuten biş-şey’i” ise “Bir şeyi yemek” anlamındadır. “İstikaate/ İstikateten” fiilin çekim kalıplarındaki anlam silsilesine uygun olarak “Birinden gıda istemektir”. “El Kuutu (ç) Akvaatu” ve “El Kiitu (ç) El kiitatu” kelimeleri ise yaşamak için manasına gelmektedirler (Mevlüt Sarı; El Mevaarid).
Yukarıda verdiğimiz Nisa / 85 ayetine verilen farklı meallerin kaynaklarından biri de kelimenin içerdiği bu farklı manalardır. Ancak, kelimenin tam manasına dair düşündüğümüzde “Allah’ın (cc) mutlak varlığı ve birliği akidemiz çerçevesinde “Allah’ın (cc) her şeye kadir, şahit, gözeten, muktedir olması ile yine bu mukaddes ve münezzeh güzel isimleri prizmasında yarattıklarının rızıklarını ihtiyaçları nispetinde en uygun şekilde veren, hesaplayarak tayin eden, mutlak kudreti ve ihsanıyla hediye eden, yaşamalarına kâfi miktarda ne az ne de fazla olmadan bağışlayan, rızkı kabule ve sindirmeye matuf yarattıklarının içinde rızık ihtiyacını ve sindirme/ hazmetme fonksiyonlarını Yaratan” manasını verebiliriz. Doğrusunu Allah (cc) bilir.
“Hayy” İsm-i Kebirinin tecellisi olan “Hayatı” Allah (cc) “Canlıların gıdalanması ve gıdalardan muhtelif hayat maddelerinin yaratılması nimetlerini ve bütün bunları düzenleyen Rezzak ve Mukit İsimlerinin kanunlarını yaratarak” var etmektedir.
Allah (cc) yarattıklarının her biri için uygun mahiyette, adette ve miktarda hesaplayarak sayısız besinler yaratır, ihsan eder. Sonra yarattıklarının her biri için bu besinleri hazmedecek organları yaratır. Bu besinlerin sindirimi yoluyla her bir canlının en küçük canlı hayat hücrelerinin enerji temin etmeleri ve kendilerini yenileyebilmeleri kanunlarını yaratır. Hiçbir canlı yoktur ki, gıdası O’nun (cc) ezeli ve ebedi mutlak ilminde tayin edilmemiş, gözetilmemiş olsun. O bütün canlıların rızık ve gıdalarını üstlenendir, Rezzak-ı hakikidir, Mukit’tir. O (cc) yüksek tarzda gıda verme ve rızıklandırma yoluyla her canlı varlık içinde tevhit mührünü her daim var, canlı ve hâkim kılar. Zira insandaki hava ihtiyacı gibi ihtiyaçlardan anlıyoruz ki, hayatımızın devamı için her daim Rezzak ve Mukit isimlerinin tecellileri elzemdir: “Her du nefes, şükür vacibest”. Hazreti Rezzak ve Mukit’e (cc) sonsuz hamd ve senalar olsun.
Yine rızkın ve hayatın ihtiyaçlarının bir hikmet ve hesap çerçevesinde hesaplanarak tayini hayatın devamı için elzemdir. En basitinden söyleyelim ki, varlığımızı kaplayan hava basıncının az düşük veya az fazla olması, sıcaklığın hayat sınırları altında veya üzerinde yaratılması, hatta ışık gibi ses gibi varlıkların hayat aralıkları dışında olanlarını duyacak şeklide yaratılmamız ne gibi sonuçlara yol açardı bir düşünelim. Her bir rızıkta ve her bir canlı varlıktaki rızık ihtiyaç noktasındaki kanunların birbirleriyle uyumlu ve her biri mahsus şekillerde yaratılmışlardır: “Subhâne men tahayyera fî sun’ihi’l-ukûl, Subhâne men bikudretihî ya’cizü’l-fühûl!”
“Ey Mukit ve Rezzak olan Allah’ım, Ramazan ayında hissettiğimiz besin ihtiyacımız gibi nice ihtiyaçlarımızı bize bildir. Maddi ve manevi gıdaları, ihtiyaçları ve en güzel karşılama yollarını bize öğret. Haddi aşan taleplerimizi, hesapsız ihtiraslarımızı, haram sınırını geçen arzularımızı alt edecek bir iradeyi ve samimiyeti bizlere nasip et. Tıpkı maddi ihtiyaçlarımız gibi manevi ihtiyaçlarımızı da en iyi sen biliyorsun Allah’ım bizi, Esmanın hürmetine, en güzel şekilde Rezzak ve Mukit isminin tecellilerine ma’kes eyle. Allah’ım bizlere rızık eksilten değil, rızık artıran bir ahlak ve nizam ihsan eyle. İslam dünyasındaki maddi rızık uğruna yaşanan ihtilafları, nizaları önce nefislerimizde sonra da aşama aşama sosyal hayatımıza kadar her seviyede mağlup edebilmeyi nasip et. Bizleri Rezzak ve Mukit isimlerinin önündeki tecelli ve tezahür bağışlarına kul olarak itiraz ve isyanda bulunmaktan koru. Bizleri Rezzak ve Mukit isimlerinin tecellilerini yaşatarak gerçek tevhit manasını idrak ettirt Allah’ım. Âmin.