Güzel Helen Opereti İlk Defa Türkiye’de

Jacques Offenbach'ın
Ünlü Eseri
Güzel Helen Opereti
İlk Defa Türkiye'de
 
Alman asıllı Fransız müzisyen, opera ve operet bestecisi Jacques Offenbach'ın "Güzel Helen" (La Belle Helene) isimli opereti, Türkiye'de ilk kez sanatseverlerle buluşacak.
 
İstanbul Devlet Opera ve Balesince, Murat Göksu tarafından sahneye konulan eserin Türkiye prömiyeri, 15 Nisan'da Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Sahnesi'nde yapılacak. Aslı 3 perde olan eser 2 perde olarak sahnelenecek.
 
"Helen" rolünü "Şebnem Ağrıdağ" ile "Hande Soner Ürben" dönüşümlü olarak oynayacak.
 
Serdar Yalçın'ın orkestra şefi olarak görev yapacağı eserde, koro şefliğini Paolo Villa, dekor tasarımını Zeki Sarayoğlu, kostüm tasarımını Serdar Başbuğ, ışık tasarımını ise Ahmet Defne üstlendi.
 
Eserde, "Helen" rolünü Şebnem Ağrıdağ ile Hande Soner Ürben, Paris'i Caner Akın ve Ahmet Baykara, Menelaos'u Cenk Bıyık ve Çağrı Köktekin, Agamemnon'u Alper Göçeri ve Kevork Tavityan, Calchas'ı Zafer Erdaş ve Ufuk Karakoç, Oreste'yi Nesrin Gönüldağ ve Deniz Erdoğan Likos, Achille'i Serkan Bodur ve Yoel Keşap, Bacchis'i Banu Ergün ve Funda Güllü, Leaena'yi Peyman Dorkan ve Zeynep Halvaşi, Parthenis'i Betül Görgülü ve Şöhret İnanç dönüşümlü olarak oynayacak.
 
İlk kez 17 Aralık 1864'te Paris'teki Theatre des Varietes'de sahnelenen operet, Truva Savaşı'na neden olan Truva Kralı'nın oğlu Paris ile Isparta Kraliçesi ve Menelaos'un eşi Helen'in, kaçış hikâyesini gülünç bir şekilde ele alıyor.
 
Güzel Helen ,15 Nisan'daki prömiyerin ardından, 18-19 ve 21-22 Nisan ile 19-20, 23-24 ve 26-27 Mayıs'ta sahnelenecek.
 
Güzel Helen Opereti (Özet)
 
Mekan: Isparta ve deniz kenarı
Zaman: Truva Savaşı'ndan hemen önce.
 
I. Perde
 
Truva Kralı Priamos'un oğlu olan Paris elindeki, tanrıça Venüs'ün Jupiter tapınak başrahibi olan Kalkhas'a gönderdiği, bir mektupla sahneye girer. Venüs mektubunda başrahibe emir vererek, Juno, Minerva ve kendisi arasında olan bir güzellik yarışmasında kendisini en güzel tanrıça seçen Paris'e bir mükafat olarak söz verdiği Helen'in Paris'e âşık olmasını sağlamasını istemektedir.
 
Paris bir çoban kılığına bürünerek, bir okul hocası gibi davranan Barbu, bu, bu (sakallı ve sarhoş) Agamemnon idaresi altında yapılan ve eski mitik Grek kralları konulu bir gülünç bulmaca yarışmasını kazanır. Bundan sonra da Paris kendi kimliğini açıklar. Herkes onun tanrıçalar güzellik yarışmasında Venus'e elma vererek onun yarışı kazanmasına neden olduğundan haberdardır.
 
Helen bu L'homme à la pomme (elmalı adamı) kendine gönderenin (Fransızca iki anlamlı Fatalite sözcüğüyle) "kısmet veya ölüm" olduğunu anlar. Helen, bitli hodük bir Akhilleus ve beceriksiz iki Aias tarafından nefretle yapılan itirazlara rağmen Turuvalı prense galibiyet tacını giydirir. Paris Menelaos tarafından şu şekilde bir şölene davet edilir: L'époux de la reine, poux de la reine, poux de la reine (Kraliçenin eşi; kraliçenin biti, kraliçenin biti). Paris Kalkhas'a yüksek bahşiş vererek Philocomus'un gökgürültüsü yaratan gongunu çalmasını ve Manelaos'un ivedikle Girit'e gitmesini kehanet etmesini sağlamıştır.
 
Hemen sonra koro tekrar tekrar şu sevinçli şarkıyı söylemeye koyulur:Va, suis, Ménélas  /  La voix du destin  /  Qui te mène, hélas! /  Au pays crétain! (Git hemen Menelaos / Kaderin sesi/Ne yazık ki / Git ulaş Girit ülkesine. Böylece perde kapanır.
 
II. Perde
 
Güya dürüst bir başrahip olan Kalkhas'ın kumar oynarken hile yapan bir kişi olduğu ortaya konulup Grek saraylılarının hayatlarının ve davranışlarının bir parodisi yapılır. Sonra, Paris gizlice geceleyin Helen'e gelir. Helen kaderinin ne olacağını bilmekle beraber, Paris'in aşk isteklerine protesto eder görülür. Bu sefer Paris bir aldatıcı strateji kullanmaya başlar. Helen'in yanından ayrılır, ama o uyurken geri dönerek güya rüya gibi ona görünır. Helen'i bundan sonra ne olacakların sadece bir rüya olacağına inandırır ve onunla sevişmeye başlar.
 
Helen bütün olanları bir rüya zannedip razı olur. İkisi birbirinini kolları içinde yatmakta iken hiç beklenmedik bir şekilde Menelaos gelir ve karısı ile sevgilisinin bir arada olduklarını görür. Helen ayağa kalkıp "La fatalite, la fatalite" diye şarkıyla bağırarak olanların hep kocasının kabahatinden ortaya çıktığını iddia eder: Helen'e gore iyi bir koca ne zaman karısının yanına geleceğini ne zaman gelmeyeceğini bilmelidir.
 
Paris Menelaos'a bir skandal çıkarmaması ve çıkarırsa herkesin zararlı çıkacağı hakkında konuşmaya geçer. Menelaos bunları dinlemez ve diğer kralların hepsini bu odaya çağırır. Hepsi Paris'i itham ederler ve nereden geldiyse oraya geri gitmesine ısrar ederler. Paris oradan eli boş ayrılır ama geri dönmeye ve o zaman bu sefer başladığı işi başarı ile tamamlayacağına ant içer.
 
III. Perde
 
Krallar ve maiyetlerindekiler yaz mevsimi için Naupalia'ya gidip yerleşmişlerdir. Bir Venüs tapınağı rahibi bir gemi ile gelir ve kendine Helen'i Cythera'yı götürme görevi verildiğini söyler. Orada Helen'in yaptıklarına ceza olarak 1000 tane dana kurban etmesi gerekmektedir.
 
Menelaos da rahibe ile birlikte Helen'e refaket etmek ister fakat Helen onun bu isteğini kabul etmez. Tanrıçayı gücendirip inciten kendi olduğunu ve cezayı kendinin çekmesi gerektiğini savunur. Helen bu rahibin kılık değiştirmiş olan Paris olduğunu tanımıştır. Helen sahte rahiple yalnız olarak gemiye biner ve birlikte yelken açıp oradan ayrılırlar. Gerisi Truva Savaşı tarihidir.
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir