AHMET AYDIN
Nasıl Geçilir Bir Acının Kalbinden
Nicedir
Aklım firar, diyar diyar
Çıkmış bir yola
Yarası açık belalı sularda
Çocukluğunu aramaya
Zamanın karanlığında
Söğüt dallarından
Atlarımız olurdu
Topaç çevirirdik damlarda
Gönlümüzce koşardık
Çocukluğumuzla barışık
Huzur içinde tanımsız aşkla
Kardelen çiçekleri
Ezilirken postal altında
Daha terimiz soğumadan
Dallar kurumadan kırıldı
Topaçlar çatlamadan parçalandı
Uçurtmalar tel örgülere takıldı
O gün kalbim yırtıldı
Ben o gün büyüdüm
İri, kara gözlerimle
Toprağın çırpınan kalbine
Bir mısra gibi saplandım
Ruhsuz mayınlar döşenmişti
Toprağın bereketli cenine
Benim göğsümün vadisinde
Yer yoktu çakalın çatlak sesine
Haykıramadım
Avazım boğazımda patladı
Ürktü tarla kuşları
Ve küstüler bir daha
Gelincikler gülümsemedi
Aşka mayınlı tarlalarda
Biz büyüdük İsmihan
Yaşlandı çocukluğumuz
Kirlettiler, kirlendi ruhumuz
Arınmak için kıyamdayız
Patikadır yolumuz
Sevdayadır kıblemiz
Hangi zalimin pençesidir yaranda
Aç can evini geldim kapına
Nasıl geçilir
Bir acının kalbinden
Tanışarak bir acıyla yeniden
Ben geçtim gurbetin
Acının fay hattından
Delik deşik – iğne iplik
Günahsız ve çıplak
Gözyaşı kadar duru ve pırıl
Geri verin çocukluğumu yağmurla
Kuşlarım yine gelsin pencereme aklımla
Kanatlarında çapaksız şafakla
Nasıl Geçilir Bir Acının Kalbinden