Orhan Pamuk Yeni Romanını ABD’de Tanıttı

Orhan Pamuk 
Yeni Romanını
ABD'de Tanıttı
 
"Kafamda Bir Tuhaflık" 
 
Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, ABD'de satışa sunulan "Kafamda Bir Tuhaflık" isimli son romanını tanıtımı için geldiği Los Angeles'ta okurlarıyla buluştu
 
Son kitabı "Kafamda Bir Tuhaflık"ın İngilizce'ye çevrilerek ABD'de satışa sunulmasının ardından tanıtım turuna çıkan ünlü yazar, Getty Center'da okurlarıyla bir araya geldi.
 
Etkinliğin başında kitabından bir bölüm okuyan Pamuk daha sonra Los Angeles Times'ın kitap eleştirmeni David  L. Ulin ile söyleşi yaptı.
 
İstanbul'un romanları üzerindeki etkisine dair bir soru üzerine ise diğer yazarlar gibi kendisi için de önceliğin insan olduğuna vurgu yapan Pamuk, ancak uluslararası tanınırlık kazandıktan sonra "İstanbul yazarı" olarak anılmaya başlandığını ve romanlarındaki İstanbul etkisini böylelikle 45 yaşından sonra fark ettiğini söyledi. Pamuk, "İstanbul yazarı olmak planladığım bir şey değildi. İstanbul bundan 63 yıl önce yani doğduğum yıl bir milyon nüfuslu bir şehirdi, yazarlığa başladığımda 3 milyona ulaştı, şimdi ise 15-16 milyon nüfuslu bir şehir oldu. Ve ben şanslıyım ki bu sürece bizzat tanıklık ettim" diye konuştu.
 
Pamuk, söyleşinin ardından okurların sorularını cevaplayarak kitabını imzaladı.

Ekin Oklap tarafından İngilizce'ye çevrilen ve ABD'de Alfred Knopf Yayınevi tarafından okurlara sunulan "Kafamda Bir Tuhaflık" romanında, 1970'lerden 2010'lara Türkiye'nin geçirdiği dönüşüm, Anadolu'dan İstanbul'a göç eden ve boza satarak hayatını kazanan Mevlut karakteri üzerinden hikâye ediliyor.
 
"Kafamda Bir Tuhaflık" hem bir aşk hikâyesi hem de modern bir destan
 
Orhan Pamuk’un üzerinde altı yıl çalıştığı roman, bozacı Mevlut ile üç yıl aşk mektupları yazdığı sevgilisinin İstanbul’daki hayatlarını hikâye ediyor.1969 ile 2012 arasında, kırk yılı aşkın bir süre Mevlut, İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, pilavcılık, otopark bekçiliği gibi pek çok iş yapar. Bir yandan sokakların çeşit çeşit insanla dolmasını, şehrin büyük bölümünün yıkılıp yeniden inşa edilmesini, Anadolu’dan gelip zengin olanları izler; diğer yandan ülkenin içinden geçtiği dönüşümlere, siyasi çatışmalara, darbelere tanık olur. Onu başkalarından farklı kılan şeyin, kafasındaki tuhaflığın kaynağını hep merak eder. Ama kış akşamları boza satmaktan ve sevgilisinin aslında kim olduğunu düşünmekten hiç vazgeçmez.
 
Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler? Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını, kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor.

 

 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir