İSA KARATEPE
Rüzgâra Ağıt
Taş ve insan soluyan
Sularını geçtik bir kıyının
Eteğinde rüzgara dokunan ahlatlar
Günbatımına kızıl gülerken
Şimdi
özlediğim gibi/tütüne sarılı
Aykırı cümlelerim var
Adamı duman eden
Sularını geçtik bir kıyının
Eteğinde rüzgara dokunan ahlatlar
Günbatımına kızıl gülerken
Şimdi
özlediğim gibi/tütüne sarılı
Aykırı cümlelerim var
Adamı duman eden
Gözü kapalı avluların
Şahit olduğu nefesim
Toprağa inat /dem tutmuş kireç gibi
Uyurken yüzünde
Lo taşı gibi ömrüm/ömrüne
Çatlak bir yağmur kadar yakındı
Ve sevda bir kaç bakır tasları
Kerpiçten akıtacak kadar bahardı.
Şahit olduğu nefesim
Toprağa inat /dem tutmuş kireç gibi
Uyurken yüzünde
Lo taşı gibi ömrüm/ömrüne
Çatlak bir yağmur kadar yakındı
Ve sevda bir kaç bakır tasları
Kerpiçten akıtacak kadar bahardı.
Geride
Tozlu aynaların fakir suretine dönen dilim
Bilindik cümleleri yaralayan
Sessizlikten başka
Ellerin gibi yorgun
Bir mahzen uykusunda.
Tozlu aynaların fakir suretine dönen dilim
Bilindik cümleleri yaralayan
Sessizlikten başka
Ellerin gibi yorgun
Bir mahzen uykusunda.
Eksilir cümleleri
Boyu büyüdükçe bir ağacın
Kökünden
Toprak üstüne dalları kadar
Kaç zemheri eskittiğinden
Haberi-n yok
Gümüşe bulanan ağıtların
Mızrapsız sesinden
Boyu büyüdükçe bir ağacın
Kökünden
Toprak üstüne dalları kadar
Kaç zemheri eskittiğinden
Haberi-n yok
Gümüşe bulanan ağıtların
Mızrapsız sesinden
Tavanları dökülmüş
Bir ardıç hikayesi arar gözüm
Kal/bin den önce
Isli ve bir o kadar kirli
Kalabalık taşlar sırtımızda
Direndikçe gelir geçer kuşlar kirpiklerinden gözüme
Bir sessizlik bu kadar mı böler
Dört yanı açık kapıların sözünden
Bir ardıç hikayesi arar gözüm
Kal/bin den önce
Isli ve bir o kadar kirli
Kalabalık taşlar sırtımızda
Direndikçe gelir geçer kuşlar kirpiklerinden gözüme
Bir sessizlik bu kadar mı böler
Dört yanı açık kapıların sözünden
Sonra gülüşün gelir aklıma
Çamaşır gibi serili yüzünde
Gün doğmadan bir hayat gibi
Kururdun derimde
Çamaşır gibi serili yüzünde
Gün doğmadan bir hayat gibi
Kururdun derimde