NECATİ SARICA
Ateşten Kalan Küllerin İçinden
Ateşten geriye kalan insan eti ağırdır gözyaşı kadar
ateşten geriye kalan küllerin içinden filiz vermesi
demir kapıların arkası sancılı doğumlardan
Gün ikindiye inmiş vakitlerinde
bir serimlik bile tütünüm olmadan
işte bu yüzden kır zambaklarına bakın
fetret beklerken kapılarımda
sigaralarımı gül yapraklarına sarın
tütünün içinde tüten dumanlarıyla
ömrüm
hayatım
Beni şeftali çiçekleriyle sarın öteki dünyaya giden
burada bulunan dökülmüş şeftali çiçeklerine
denizlerin dağların vadilerin dünyaya geldiği yere
ateşten kalan küllerin içinden filiz vermeye
Gözyaşlarımla ben kendimi ağlamaya
yavaş yavaş kanasın diye gözümde yaşlar ağlamaya