NECATİ SARICA
Güvercinlerin Ekmek Sandığı
Savcıların mütealasıyla bağlı değilim diyor hayat
Mor külhanilerin söylenir olduğu sokaklarından
Gül yapraklarına sardığım sigaraların dumanı yok
Ve hüznün telafisine yetmiyor sözcükler
Ve ben başımı yastıklara koyamıyorum
Kemiklerimin iliğinde bir kamaşma
İlk teşebbüsümle ilk jest
Gülümsüyorum hayata
Odamın duvarlarına ıhlamur kokuları çivileyen gardiyanın vicdanıyım ben
Morg masalarına yeni doğmuş bir bebeğin annesini emzirişi
Bazı sözcükler yüzemezmiş dediğim
Bazı sözcükler yüz emermiş dediğim
Tüm mevsimlerinden kesilmiş adamın
Bekliyorum cinnetiyle kız kardeşlerine mektuplar yazdığını
Çok uzaklarıma akıttığım geçmişime susmak için
Süt içiyorum hurmanın tadına erdiğim çeşmelerin taşından
Süt içiyorum ortaçağlara en çok yakışan yaratının bakışından
Bir gönülden bir gönüle
Bir gününden bir gününe
Kaftanlarını biçiyorum sofralarına oturmadan önce
Dünyanın bir ucundan tuttuğu kendini anlatıyordu
Seni soruyordu
İnciden bir düş gülüşünle senin kanattığın dudaklarını emiyordu
Bırakma su kuyusunda kuruttuğum çıplaklığımı
Kazılar uzun sürer diyorlar avuçlarında tut seninle soyunduğum çıplaklığımı
Ve sen ey hayat çalkantılı bir deniz bakışlarımızı tut
Güvercinlerin ekmek sandığı ellerimizi
Tut ki ben sözcüklerle ulaştığım yerlerden geliyorum