Hüzün Cenneti

NECATİ SARICA
Hüzün Cenneti
                     
Ben günün içinde büyüyen büyüyen bir hüzün olsam
Sen benim başımdaki bitmeyen bir bela
Ben bir hüzün olsam içinde gözyaşlarının saklandığı
Sen bir bela olsan en ağır zulümleri kuşanan
 
Ben sana baksam buruk bir acıyla hüzünle
Gözlerimde kırık bir Zülfikar
Ben sana baksam
Ben öylesine saf, temiz bir hüzün olsam
Sen bana baksan
 
Gözleriyle bir bela, bir bela çiçeği
Sen toprağı yarıp karların altından fışkıran
Benim için hazırlanan
Bana bakan
İçinde en ağır zulümlerle zindan
Sen bir bela, sen bir bela çiçeği
Ben mahsun bir hüzün olsam
Sen gelsen bana bela olsan
Hüznümü yaksan, beni yaksan
Sen başımdaki bela, gitmeyen bela
Sen bitmeyen bir bela
Sen sen sen diye diye ben bir bela olsam
 
Bütün zulümleri ben kuşansam
Ve kahırla vursam aşk atının sırtına
Koşsam koşsam atın tırnaklarında, atın cici tırnaklarında
At bana koşsa, benim içimde koşsa
Sonra ben hüzünlü bir at olsam, sen bana baksan
Sen bana aksan
Sen atın içindeki zulüm
Sen kanlı bir haritada kanlı bir kılıç
Yüreğimi dilim dilim doğrasan
Yaksan ellerimi kor ateşlerde
Sen başımı döndürsen
Sen başımı önüme eğdirsen
 
Sen tutam tutam saçlarını yolsan, ağlasan, haykırsan
Beni haykırsan
Sen bana baksan, atıma baksan
Sen beni yaksan
Sen bir bela, sana hüzün bulaşsa
Sen hüzünlü bir bela
Sonra ben belalı bir hüzün
Sen bana koşsan ben sana koşsam
 
Sonra sen bana bir zulüm
Sonra ben sana bir zulüm
Sen saçlarını yolsan haykıra haykıra bu kanlı haritada
Sonra dağlar yansa
Sonra sen bir soru gibi
Sonra ben bir cevap
Sonra sen bir cevap gibi
Sonra ben şaşkın bir soru sorsam
Oh desem ve sen söyleyemesen, dillerin tutulsa
Gözlerin yansa, kalbin tutuşsa
 
Sen sen belalarınla sen
Sen çiçeğinle sen
Hey toprağı delip fışkırınca sen sonra sen
Sonra kafam karışsa sen derken ben desem
Ben derken sen desem
Hüzün desem bela desem
Bela desem hüzün desem
 
Sen ben olsan ben sen olsam kafam karışsa ağlasam
Sonra vazgeçsem ağlamasam
Sonra dursam şaşırsam, şaşkın şaşkın sana baksam
Sonra sen dursan şaşırsan, şaşkın şaşkın bana baksan
Sonra sen saçlarını tutam tutam yolsan
 
Ben ben bilmiyorum
Sonra sen gitsen gittiğin yerde duramasan
Bir daha gitsen, gitsen yapışsan zamanın eteğine
Zamanın içinde gitsen sonra zamanı durdursan
Beni yanına alsan, bana bir kader kursan
 
Sonra ben sana küssem, sonra sen bana küssen
Sonra bir dağ kursak
Sonra çocukça oyunlarda oyuncakları kırsak
Kurduğumuz dağı yaksak
Barışsak sarılsak bir olsak
Dudaklarımızdan dudaklarımıza barışsak
Sonra küssek ellerimizle barışsak
Sonra küssek gözlerimizle barışsak
Sonra barış küs desek, küs barış desek
Sonra kırdığımız oyuncakları tamir etsek
 
Sonra sen bir bela olsan
Çocuk olsan, çocukça bir bela olsan
Sonra ben ben oynamıyorum desem hüzün sana kalsa
Sonra sen küssen oynamıyorum desen bela bana kalsa
Hüzün olsa, bela olsa
 
Sonra bir beladan bir hüzün
Bir hüzünden bir bela
Sonra senin yeni bir yüzün
Ooo desem, vayy
Hay desem, hay hay hay desem
Yüzün bana gelse yüzün bana gülse
Ben yüzünü öpsem
Yüzünde bakışını gülüşünü sevsem öpsem
Sonra ben seni sevsem, sen de beni sevsen
Sonra sevişsek
Sonra dudaklarımız kanasa
Dudaklarımızdan akan kanı öpsek
 
Sonra utansak utansak bir daha utansak
Sonra utanmayı çok sevsek
Utanmanın içinde sevsek
Sen mahcup olsan, ben de mahcup olsam sana inanıp
Sonra sen beni kandırsan
Sonra sen beni aşka kandırsan
Aşk seni bana kandırsa
Sonra hep sonra sonra sonraya kalsa
Sonra ben hay desem sen hay desen
Sen hay’da ben hay’da erisem
İkimiz de hay sularında erisek, bitsek
Gitsek, bir daha gelmesek
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir