Mardin Şen Olsun Diye

NECATİ SARICA
Mardin Şen Olsun Diye
 
Ekmek ile kan arasına konan taşlar gibi
eğer gurbeti seversem ben buradayım
seversem sılayı ben burada
hasretliğimi vururum taşlarına
kalbimin bir ucundan başlayan bu şehrin
Mardin olası gerekmiş
bir gönül yangınına bir tutam su
taşları gerekmiş alnıma secdelerde
 
İmanımın kanı gönül bir daha yaralansın
lili yar diye diye
rinna diye yar diye
taşlar yağmurlarla eksiltilirken bu yerde
güneş taşları eskitirken bu yerde
 
Her zerrem zemzem olsun diye çatlamış dudaklara
dert ile geldiğim aşk ile geldiğim
Mardin’in eski günlerine
Mardin şen olsun diye
 
Yer yarılsa da içine girsek dediğimiz
kaderimiz hep peşimizde
Ölsek dediğimiz
dönüşümüz olmayan yollardan geçip geldiğimiz
bu yolların dönüşü yoktur dediğimiz
ve bu yerlerin çilesi yoktur bizde
 
Dediğimiz neyse sadece bilenlere söylediğimiz
dert üstüne dert
dem üstüne dem vura vura
aşka bir kadeh daha kıra kıra kaderim
 
Taşların üstünde alnım kanıyor
alnımda sıcak fikirler
fikrimden taş üstünde taşlar yanıyor
alnım ne kadar çok sıcak ve kan dolusu yazılarım
kara yazılarım bir harf bir ses kadar küçülmüş
 
Kanatları kırılmış bir kartal
Mardin’e düşmüş yürüyor yollarında
kanatlarım ne kadar da çok kırılmış
kayıp bir mavi taşın izinden geldiğim
Mardin’de ne kadar da çokmuş
 
Her zerrem zemzem olsun diye çatlamış dudaklara
dert ile geldiğim aşk ile geldiğim
Mardin’in eski günlerine
Mardin şen olsun diye
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir