Menekşeli Çocuk

NECATİ SARICA
Menekşeli Çocuk
 
Vurdukça yankısız akineton isimlerim
seni her günümde necat kapılarında beklediğim.
 
Dolabını açtığım şiirlerin vaftizinde
doyurduğum sensin
şarabın suyu
hurmanın gözünden akan yaşlarla
alıp seni gönlümde sakladığım.
 
Uyu demeye erdiğim
büyü demeye erdiğim
menekşeli çocuk
o fotoğraftaki mahzunluğuna
vurdukça yankısız akineton isimlerim
seni necat kapılarında
her günümde beklediğim
sırrın bahtına ermeden
senin hiç gelmediğin
ve sevişirken senin yüzün ne kadar aydınlık
o aynalarda
o bakışınla kendimi tanıyamadığım
efsanesi kanlı topraklardan
dolabını açtığın şiirler şarabın suyundan
efsanesi olduğun
seyrine doyulmaz olmuş
kıyamam serçe parmaklarına
anlatılacak bir hikâyem
mor hareli bir bakıştan
 
Istırap ve tövbeyse güneş yatağı
seninle mum dibine serdiğimiz yatağı yorganı
anlatılacak bir hikâyemiz var belki
dalgın denizlerin bakışların olduğu
her gününde göz yangını
kirazlarla konuşmak sende her bakış
menekşeli çocuk bilmez misin
en uzunu takma kirpiklerdir
baksana tenekeden adamlar
bir de trampete vuruyorlar.
 
Bende bir bakış var
gurbetin incinmesin
karanlık incinmesin diye rikkatin
büyüdükçe bir kahin geleceğini söylüyor
inci mercan
düş balıklı
denizleri yürüyor
büyüdükçe büyüyen bir adın
onlara şarap olan sözleriyle derin bir kuyudan
mercandan köşk olmuş gözleriyle
büyülü çocuk
menekşeli çocuk
üzümler ve ağaçları altında ömrüne yazık
ziyan olayım diye gittiğin yollarında
ömrüne yazık
kendine sanat olan altın bir orakla
yürüdüğün tuz tarlalarında
kenevir tohumlu sokaklarda
dışarıda çok fazla kar yağıyormuş
ayaklarının altı ıslak
yürüdüğün bulvarlarda
ayaklarının altı çok sızlıyormuş
göz kamaştıran yalnızlığıyla bir çocuk
kaç günlük günahlarından
gözleriyle toprağa süzülüyormuş
 
Bir kır döğüşünde çocukça düşen
menekşesi kanlı bir toprağa düşen
bir zamanlar yaşayan sözcükleri topluyormuş
kirazlarla konuştuğun ey çocuk
büyülü çoçuk
menekşeli çocuk.
 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir