Yürüdüğüm Aynalarda Yüzüm Yok

NECATİ SARICA
Yürüdüğüm Aynalarda Yüzüm Yok
 
Birinin yakınından bakması gerek hayata
birinin uyumaması
sanki çok
aklımın bir kenarından öpülmek için
denizi balkonunda yitirdiğim evlerin boş odalarını
takvimlerle uyumsuz adımlarla bildiğim
yürüdüğüm aynalarda yüzüm yok
sanki çok yorulduğum ırmağından
ses fısıldarken hıdırellez pikniklerine
hızır yok
ilyas yok.
 
Dalgın bir kemanın ellerimden düşerken
notalarıyla aklımın bir kenarından öpülmek için
muhacir defterinden bulup çıkardığım
konuşulamadığım kelimelerimle
bende barışsın diye akıl çıldırmasıyla
iyi bir günümde sokakların kristali
cehenneminde buz olduğum
inciten sözlerin ardından gidiyorum
iyi bir günümde uykuları uzaktan getirdiğim
üşüyen horozlara rengârenk kazaklar ördüğüm
kalemini tutamıyorum
ellerimden bıraktığım
herkes savursun diye sözünü yerlere
soluduğum bir isyan ateşiyle
sisler içinde sürüklendiğim.
 
Kalemim eskiden bir hatıra gibi duruyor masanın üstünde
ben olduğumu bile
balmumuna yatırılmış
silik, soluk bir siluetin
etinden ısırdığım her parçanın
muhacir defterinden düşer gibi
hep bir vebayı seslendiği
aynanın bir kenarından tutunup
ben de sözlerimi yerlere savuruyorum
savunmam kalmadı teslim oluyorum
hayata yakınından baktığıma
bende barışsın diye akıl çıldırmasıyla
bir kenarımdan öpülmek için
dudaklarım
parça parça etimi kopardığımla
susuyorum
konuşulamadığım kelimelerle.
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir