Açık Pencere Hırsızı

ÖMER ERDOĞAN
Açık Pencere Hırsızı
 
Benim bedevi olduğumu nereden bileceksin Suna’m!
Masallarımın her birinde rüzgâr intihar etmişse
Açtığım her pencereden yağmur çalmışsa Nisan’ı
Ve yıldızlar inmişse bir bir sahradaki küllerin sanığı olarak
Bu çölün ortasına? Sen nereden bileceksin:
İçime çekmek yetmez ki seni bana…
Söyle boğulmadan nasıl susayım sevdamı
Bu rüyayı neresinden öldüreyim?
 
Gecenin yakın olduğunu nereden bileceksin Suna'm!
(Bir gün bakire bakışların giriyor araya
Bir gün aldırış ettiğin yok öldüğüm fırtınaya…)
Nasılsa boynundan kaçan mahrem kokularını yola atmışsın!
Nasılsa korku sürmüşsün gözlerinin ferine
Biraz da etine peştamal sürtüğü 
Açık pencere hırsızı yağmurlarıyla kol kola
Ah… Sen olmasan bu ağlayışı kullanmazdım bu yorgunluğu da
 
Sabrımın zembereği damarlarımdan boşalırken Suna'm
Boşalırken beyaz çamaşırıyla Kızılırmak 
Kıyıya vurdu teknem yorgun düştü günahım 
Nefesimde dermanım yok, silahsızım (abdestim yok)
Dudaklarından topladım kırılan gülüşlerimi 
Ah… Toprağımı güneşimi topladım kum ve buz çölünü de 
Alnımdan alnına sürülmüş secdeleri de…
Söyle yutkunmadan nasıl öreyim saçlarını
Bu günahı neresinden öpeyim?
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir