Meğer Kül

SEDAT KISA
Meğer Kül
 
unuttum burcumu
bir kangurunun karnında
şişman, ingiliz aksanı
bir de adam yanında
 
kısmadım gözlerimi
baktım güneşe
titretmedim kuyruğu
jiletli bir uçurtma gibi
kızılay’da
 
bir kar tanesi eridi yanağımda
iki çiçek pekişti
köhne darağacımda
bahar kaçınılmaz ama
üşüyorum hala
kışlıklarımın altında
 
insan
geride kalana kendinden
ve kül
hiç benzemezmiş ateşe
 
çocukluk eski, tazeydi yara
teslim ettim çıtlayan kalbimi
arasta’da gülümseyen rüzgâra
 
aslında kolay kanmazdım
herkesin o kadar iyi olduğuna
beni sen inandırdın baba
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir