NECATİ SARICA
Sen Neredesin Mardin Aşkın Sokağı Nerede
Aklın kanatları yanacaktır
eski sözlerin kuruduğu kaderin meyhanesinde
demli çaylar tadında ağlarken ben
Bir zarif bir de güzel olduğum
toprağın esmer sarısına dokundukça
zor olduğunu söyleyen yıldızların titreştiği içimden
ey dediğim
tabip dediğim
dert dediğim bu şehirden zamana yayılan
Hoyrat ellerin kırdığı bir kalbimden kanatların yanacaktır
kalbimden geçenleri kimler bilecek diye beklediğim
kimler gelecek de beni yeniden kandıracak diye
aşka şiirden kapılar açtığım
bir elimi yakarken bir elim
ellerimin kör kapılarda kaldığı
Mardin’deyim canıma saplanan bir acıyla
aradığım ve bulamadığım
aşkın sokağı nerede
ilk bakışta, nerede
ölümün
sebepsiz ürpermelerin
ve her şeyin daha da doğusuna geldiğim
Mardin’de
aklımın kanatlarını yakacak
aklımı taşlar altında bırakıp
başka bir bakış
ilk bakış
aşka bir bakışla büyüsünü artıran bulutların
başımın üstünde duruşları
çeyiz sandığından yeni çıkmış gelinlerin adımlarıyla yürürken yollarını
aradığım ve bulamadığım
Mardin nerede
aşkın sokağı nerede
kaderin meyhanesinde demli çaylar tadında ağlarken ben
ufkun ne kadar da ağır bakıyor
ve ben kimselere anlatamıyorum
gözlerim toprağın esmer sarısında da kanarken
gözlerimde masalının rengi kanarken
neden kanıma yetişenim yok
tabip yok neden
derde derman veren
ey diyeceğim yok
Mardin sen yoksa bir hayal misin
yol açan bir yürüyüşün yok da
Mardin yoksa sen bir hayal misin
bir sürgün olarak şairin portesine kan düşene kadar bekler misin
eski yeni elbiselerime kan düştü
eski ve yeni sözlerime
sen neredesin Mardin
aşkın sokağı nerede
aklımın kanatları yanmış bekliyorum
bir turna gelecek diye
aşk gelecek diye
Mardin’i bekliyorum Mardin’de