MEHMET BAŞ
Seni Bekliyor Narçiçekleri
Unutulmuş bavullar arasında gençlik fotoğrafları
Buğulanmış aynalarda solmuş ay ışığı
Günler bir şarkı gibi gelip geçiyor
İlk otobüste kaçıp gitmek için kaldırımlarda
Henüz anlatılmamış masallar seni bekliyor
Bacam, duvarım, saksıdaki çiçeğim
Sargılı parmağım, yırtılmış gömleğim
Yağmurları biriktiriyor ansızın kanayan menekşeler
Sulardan yana bir türkü düşüyor hisseme
Seni bekliyor çığlık çığlığa uçuşan kuşlar
Evim, odam, pencerem seni bekliyor
Asırlık ağaçlar, dalgalanan deniz, kırışan alnım
Göz göz olmuş toprak, durulan su
Eski takvimler, ajandalar, unutulmuş anılar
Kurşungeçirmez yeleklerin umursamazlığında
Seni bekliyor tetikler, mermiler, namlular
Seni bekliyor çöl gecelerinde yağmayan bulutlar
Yeni demlenmiş çay, ekmek arası peynir
Limon ağaçları, Akdeniz menekşeleri
Gece bülbülleri, lavantalar, gramofonlar
Seni bekliyor kamelyalar, yaz sohbetleri
Gecede tütsüler, haritasız dokunuşlar, büyülü susuşlar
Yanılgısız koşular, sonrasız topraklar
Notasız türküler, kırılan aynalar
Alevden elbiseler içinde narçiçekleri seni bekliyor