AHMET AYDIN
Seninle Mehlika
Kimyası böyle
Farketmez kokusu, rengi
Yoluna çıkan her çiçeği
Koklayarak
Kanayan yüreğini bile bile
Yeniden kanatsa da dikenleri
Var mı sevmek gibisi
Şair yüreği bu
Aşka beşik
Kavgaya meydan
Ne çul ister, ne çorba
İster hakikatli olsun
Tüyden hafif
Sevmek gibi içten
Dostluk da, düşmanlık da
Bu kavga bizim Mehlika
Yol olur
Sel olur
Akar sevda yüklü türküler
Hani sıksan geceyi
Perde perde aralanır
Seher – sabah ağır – ağır
Ay ve güneş kardeşliği yüzün
Güleç, çocuksu, mahcup
Sorgusuz, sualsiz çekilir
Gölge aradan
Bir yanın uzak ve soğuk
Ay kucağı
Bir yanın yakın ve yakıcı
Güneşten yansıma
Gel gelelim iki yaka
İki sevdada bir araya
Bu sevda bizim Mehlika
Özenerek bir antikacıya
Anılar biriktirdik şarap tadında
Tükettik bizim olan zamanları
Böyle uzar gider hikâyemiz
Hatırla ey sevgili, hatırla
Yapış hayatın yakasına
Ve el eyle mendil salla
Zaman atına
Bir de unutma
Yağmur ile su’lar seller ile
Selam gönder rüzgâr ile
Görüşçüsü gitmeyen mahkûma
Bu hasret bizim Mehlika
Az, uz gittik Mehlika
Seninle bu meşakkatli yola
Aşkı hüküm giydin mi sırtına
Ölümüne Mehlika
Gel dağıtalım
Bu aşkın rüzgârını çocuklara
Büyüsünler, büyütsünler, dönüşsün kasırgaya
Yıldızlı mendiller biçtim semadan
Halay başına
Bu düğün bizim Mehlika