HAYRETTİN TAYLAN
Seri Cinayetti Gözyaşların
devinim, içimde çağlayan gibi akar zihin ve gönlümdeki devkazana
beklentisizlik ve sadece benlik sevme ve seçme şekli
yâr şeklimiz oluşmalı böylelikle
ağyar zamanımız akmalı
kendine koşan atlar gibi yeni gelmeliyiz meramlarımızda
yolunu özleyen yol şiirinde dirimlenir, durumlanır
drif atar hâlsizliğim
göğünden ve göğsünden akan sevda masalında, aşk ve ben düşer elma yerine
yağmuru ağdıran nemli gözlerinde akar hasretin geleceği ve güleceği
çamuru sağdıran diyemediklerinde durulanır iblise verdiğin ödünçler
hamuru olduran dönütlerinde ve günlerinde kamil olur duruşlar
emirin gül yüzüne yazılı söz olup yazıldım ü, yazgının delik ortasına
olurun nur aynasında beliren samimilik taranır, benlik taraçasında
ermenin surlarını aşıp kendime varmanın dimağında sen olmak
olanın sırlarını bilip olacağın vanasından sızmak aşka
sevmenin darasında tartmak sevgimizi
ağlamak zaten ölmeye, olmaya, ermeye yakındır
sonra hep ağlamak
gözyaşlarının değip deldiği her yerden uzaktayım
güzel sözlerin ve gülüşünün sevda iklimiyle üşümekteyim
s'özden düşer, sözde üşür hasret paktı
umudun yedi kapısından girdim içerinin içerlenmiş içine
ufkun yedi penceresinden girdi aydınlığının bestesi
utkunun yedi dilinden yazılır, uğurun, umurun ahestesi
damlaların vicdanın en güzel türküsüdür
çal beni, kırık kalbinle şehrinaz
ilk harfin başlattığı düşler ve düşünüşlerin kelamındayım
uzaklaşmanın akrebini ısıran zamanın kalemindeyim
içimi ısıran içimin bilince daldığı sızılardayım
yontulmuş ayrılığın kendine dönüşme, kendini bilmeyişindeyim
savunulmuş her şeyden uzak, savunmasız gönlünde cephe ve cep/haneyim
savunulmuş her şeyden uzak, savunmasız gönlünde cephe ve cep/haneyim
zen/hanende ben’i doğuran anlamın çok sesli yarınlarındayım
seri cinayetti, ser’den , gönülden, ben’den akan gözyaşların
çok söz doğradı damlaların
vicdanımın kitabını yakan nemli sözlerindeyim
fırat gibi kitap akar gönlüm
sırat gibi hitap akar duruşum
kırat gibi bitap yakar koşuşum
ben’i yetiştiren aşk’ın bensizliğindeyim
senin gül dalında, ötanazi bülbülüm
bırak, diyemediklerinle beni doğramayı
hû de…
pişsin yarın
he de…
gelsin yârim