NECATİ SARICA
Sorgusuzum Sualsizim
Efkârlı bir bakışım ben ismim kehribarın kalbinde
Karıncanın kırılan ayağında kaldı ismim
Koynumda çölünden sürgün bedevilerim uyurken
Ruhu canından çıkmış sözcüklerin şehzadesiyim ben
Kalbimin bir ucundan başlattığım şehirlerin ışıkları yanarken
Bütün şehirlerimin en yakışıklısıyım ben
Kendi sesini beklemeden konuşan kedilerin
İstanbul’da sokaklar olduğu
Savrulsun biraz dediğim kaderin ellerinde kırık dökük bir oyuncak
Dağların ardında gibiyim ben
İntiharlarımı bile imtihan ettiğim
Ey zaman savruldun artık benden
Senden hiç kalmadı artık bende
Esmerim ve ateşli silahlar gibiyim
Orta ikiyi mektebinden terk ettiğim bilmem kaçıncı sarhoşluk gibiyim
Yorul biraz ey zaman savrul biraz dediğim
Çizilmiş kelimelerle konuşmayın benimle
Çocuk süvarilerden ordularımı kurdum kardan adamlardan
Çocuklar büyüdü
Eridi kardan adam
Bedenime dökülen pencerelerden perdelerden
Sen de yorul artık biraz ey zaman
Bu dizede bile garip kaldığımdan
Bak ben bir savaşta değil bir savaşa yenildim
Çaresiz kaldı sende ordular
Çektirilmiş resimlerle konuşmayın benimle
Emzirdiğim bebeğin cinnetinden
Beni yeniden yağdıracak bir umut beklediğime
Dur dur dur şenlik bitti hayat başlıyor yeniden
Evim hep bir ıstıraba bakar
Karabiberli bir bilinçaltı yakıştırmasıyım ben
Hey dur yağmurum yağıyor
Her zerremin kıyametinden yeniden başlıyor mahşerim
Sorgusuzum sualim yok
Kırılmış plakların kalbiyim ben
Sadece sendeyim kalp çarpıntılarıma çarem yok
Ertelenmiş cezalarla geldim ben bu hayata
Sorgusuzum sualsizim
Suçum yok