SELAHATTİN YILDIZ
Sözün Kaynağına Yasla Gönülü
Şimdi size bir söz mü söylemeliyim
Sözden kaleler yapıp içine mi çekmeliyim
Sözün kaynağına yasla gönülü
Ağzı ateş olandan kaçın ey insan
Nefesi ipek olana sen olma bühtan
Şimdi öze söz söylemeye meylettim
Meylim ne söze ne de sizedir
Beni bir güvercinin kanadıyla vurdular
Ondandır içimdeki durmaz fırtına
Saatler kurulmuş merkep sırtına
Bütün annelerin rahminde yatıp
Büzüşüp kaldım sustum öylece
Bir mazlum ah etti göz yaşlarıyla
Yanağım ıslandı indi dudağa
Göçmen kuşlar gibi kanat vurunca
Ağıt yakan anneler gelir aklıma
İçimi delip geçse bütün trenler
Bir an ah edecek halim kalmazdı
Bu can ne yaralar içinde kaldı da
Merhem bu yaradan medet umandı
Çakalları çağırın versinler akti
Döksünler masaya böğüren vakti
İnsan dedim, kıymet dedim, hal bilip tan eyledim
Ben kalp dedim, masiva kalıpta direndi
Kalıp şu alemde cânı seyrettim
Dumansız ateşlerin narında kaldım
Geceyi merhem bilip içine daldım
Dünya değirmen insan un ufak
Zaman beyhude, sular kup kurak
Vicdan akçe etmez, nefis yüz paha
Dönüyor devran hayal nişinde
Boğuluyor insan kaslan dişinde
Mayalayıp sözü sürdüm fırına
Bugün pişmez ise varsın yarına
Şair kelamı vursun duvara
Yıkılırsa duvar Hızır onarsın
Hakikatin yüzüne fırçalar çalsın