BANU SANCAK
Şuara Meclisi
Gel de hemhâl olalım, şiirlerin deminde,
Gizli sızından içre, söz sırlansın sol yanım.
Muhabbete duralım, şairlerin ceminde,
Şuara meclisine davet var mı Sultan'ım?
Ardı sıra dizilsin, mısralar hevenk hevenk,
Aşıkların sözünde mutlak olmalı ahenk,
Deli kelamlarla cenk, Veli kelamına denk,
Şuara meclisinde sohbet var mı Sultan'ım?
Ak göğsüne at da yak, içindeki gururu,
Burcu burcu tütsün ah, nefesinin buhuru,
Nasıl onanır söyle, teşrifinin oluru,
Gönlünde benden yana ülfet var mı Sultan’ım?
Ey bakışları belâ, sözleri selâ dilber,
Huşu ile sarsılsın, kadem bastığın minber,
Sitemlerin dökülsün üstüme birer birer,
Bende senden geçecek cüret var mı Sultan'ım?
Bu meclis kor namluyu, cana doğrultan kâbze,
Sözler bir ateş emri, şairlerse müfreze,
Bırak da tutuşayım, hiç değilse bir nebze,
Ağır ağır yanmama mühlet var mı Sultan'ım?
Söylenmemiş dizeler, kadim bir sürek avı,
Aşk ile dile gelir kutlu şiirin tavı,
Ancak ölünce biter şairlerin sınavı,
Sabr-ı Cemil’den güzel haslet var mı sultanım?
Elbet bir gün tükenir, sayılı ömrün nakdi,
Söyleyen dillerimin, bir gün biter söz akdi,
Derin bir sarhoşlukla sessizce gece vakti,
Huzuruna gelmeye halvet var mı Sultan'ım?
O'dur sahibi sözün, O’dur Rahman ve Rahim!
İman ile ilhamı, kalbimize koyan kim?
Nutku tutulur özün, okununca 'Ta Sin Mim'
Allah lafzından üstün, kudret var mı Sultan'ım?