MEHMET TAŞTAN
Suçlu Benim
Evladiyelik düşler biriktirdim durmadan
Eski mektuplar gibi hepsi postada kaldı…
Küskün bir çocuk gibi çömeldim bir köşeye
Sakladım gözlerimi kimse görmesin diye
Sustum, suskunluğum ikrâr sayıldı.
Kimsenin bilmediği bu şehri ben yaşadım
Ben yürüdüm, boşluğa atılan adımlarla
Şiirler söyledim, duymadı kimse
Okurken unuttuğum mısralarla ben yandım
Ben yaktım, bir gecede kül olan ormanları…
Pandora’nın kutusunu ben açtım
Ruhumun tüm zehrini üfledim ormanlara
Bütün ihanetlerde benim parmağım vardı
İnsanlığa en büyük yalanı ben söyledim
Mikropluk yalnız benden bulaştı insanlara…
Tek başıma işledim en lanetli suçları!
Ve ustaca sakladım sorgucu bakışlardan
Bende kalacağına söz verdiğim sırları
Ne kuldan esirgedim ne de uçan kuşlardan
Vefanın ipliğini pazara ben çıkardım
Yürüdüğüm yollarda yalnız mevsimler değil
Örselenmiş ruhumun iklimi de değişti
Ter içinde uyanıp, pencereden bakınca
Gördüğüm o kâbusun içinden çıktım ama
Bu hayatı zindana çeviren suçlu benim.